İBRAHİM TEZ

Aşağı Kaydırın
ÇAMLIHEMŞİN DERGİ 5.SAYI
  • 221
Yazı Boyutu:
Yazdır

İBRAHİM TEZ

İbrahim TEZ; Çamlıhemşin’den 12 km. uzaklıktaki Şenköy (Amokta) köyündendir.

Aile lakapları olarak Uzunalioğlu olarak bilinirler. Soyadı kanunu ile soyadları TEZ olmuştur. Uzunalioğulları, 1900’lü yıllara kadar Mollaveyis Köyünde yaşamışlardır.

Tüm Hemşinlilerde olduğu gibi Uzunalioğulları ailesi de Gurbetçilik için Rusya’ya gidiyormuş. 1750- 1917 yılları arasında kardeşler, kuzenler para kazanmak için Moskova da işveren veya işçi olarak çalışmışlar. İbrahim Tez in dedesi İbrahim de 1878 - 1941 yılları arasında yaşamış ve Moskova da Fırıncılık yapmış. 1917 Bolşevik ihtilali sonunda Moskova dan Batum a gelmiş ve 1934 yılına kadar burada Unculuk ve Un satışı işleri ile uğraşmıştır. 1934 yılında yurda dönüş yapan Uzunalioğulları ailesi (Tez) 1936 yılında kardeşler ve kuzenler ile Ankara ya geldiler, baba mesleği olan Fırıncılık ile İşe başladılar, Ulus, Kızılay, Maltepe de Yeni Ekmek Fabrikaları açtılar. 1942 de Ulusta Güzel Karadeniz Lokantası, 1948 de Konya sokak da Büyük Cihan Kahvesini açtılar. 1990 yılına kadar bu işletmelerden bazıları devam etti, Konya Sokak da bulunan Büyük Cihan Kahvesi halen aktif olup, 60 yıldır Vehbi Koç un kiracısı olarak hizmetine devam etmektedir.

 
 İbrahim Uzunalioglu 1902.Moskova

Amca Hasan Tez’in girişimci bir yapısı varmış. 1950’ler de Esnaf Odasında yöneticilik yapmış. 1961-1968 arası ölümüne dek Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu başkanlığını yapmış. 1957- 1960 Ankara Milletvekilliği, 1960 Kurucu Meclis üyeliği, 1965-1968 yılları arasında tekrar Ankara Milletvekilliği görevlerinde bulunmuş.

            Baba Zeki TEZ ise Esnaf odalarında yöneticilik yapmış. Lokantacılar-Fırıncılar-Pastacılar Odası başkanlığı ve Ankara Belediye Meclis üyeliğinde bulunmuş.

İbrahim Tez, İlkokul yıllarında yazları Amoktaya köye gidermiş. Garmik ve Elevit yaylalarında kalırmış. 1965 yılından sonra 24 yıl köye gidememiş. 1989 yılında Artvin'de katıldığı bir panelden sonra Çamlıhemşin'e gitmiş ve çocukluk günlerini yaşamış.      

1977 YEREL SEÇİMLERİ ANKARA ÇANKAYA BELEDİYESİ BAŞKANLIĞI

1977 yılında yerel seçimlerde Ali Dinçer’in CHP den Belediye Başkanı seçildiğinde CHP Çankaya ilçe başkanlığında beraber görev yapmışlar.
Ankara da o zamanlar 3 merkez ilçe vardır, Altındağ, Yenimahalle ve Çankaya ilçeleri. Yerel Yönetimlerde bu 3 merkez ilçe Belediye Başkanının talebi ile İçişleri bakanlığı tarafından bugünkü belediye başkanlığına atama yapılmaktadır.

1977 yılında Çankaya Belediye Başkanlığına atanan İbrahim Tez tam 6 yıl görev yapar ve 1984 yılına kadar bu görevde kalır.

BİR ANEKTOD

1978 yılında Başbakan Bülent Ecevit “Köylüye ulaşalım” projesini başlatmış, Kısa adı KUP olan bu proje, Ülkemizdeki tüm köylerin yeniden yapılandırılmasını gören bir projeymiş.

Projenin başlama töreni Hakkâri Şemdinli de yapılacakmış. Köy işleri Bakanlığı yöneticileri ile karayolu ile Hakkâri’ye gidiyorlarmış. Genel Müdürler ve Yöneticiler varmış ekipte. Arabada İbrahim Tez, Çamlıhemşinlilerin, Türkiye'mizin her ilinde her ilçesinde esnaflık yaptıklarını anlatıyormuş. Bu konuşmalar olurken Bitlis in Tatvan ilçesine girmişler. Bir genel müdür “Tez çok iyi anlattın hemşerilerinin girişimciliğini. Haydi, göster burada hemşerilerini!” demesi ile tam karşılarına “Çamlıhemşin Pastanesi” yazan tabelayı görmüşler. Genel Müdür “PES! Hakikaten Çamlıhemşinliler her yerde var!” demiş. 

ECEVİT İLE BENZERLİK

1984 yerel seçimlerinde SODEP, Vedat Dalokay’ı Ankara Büyük Şehir, İbrahim Tez’i de Çankaya Belediye başkanlığına aday yapmış. Erdal İnönü ile tanışmaları bu adaylıkla başlamış. Fakat 1984 yılı yerel seçimlerinde Çankaya’yı 2000 oy farkla kaybetmişler.

Çok güzel propaganda yürütmüşler. Arkadaşları İbrahim Tez’in büyük bir afişini yapmışlar ve tüm Çankaya mahallelerinde, caddelerinde Tez’in ve Erdal beyin posterleri asılıymış. Fakat Ankara Emniyetine bir şikâyet ulaşmış. Gerekçe olarak da “SODEP, yasaklı olan Bülent Ecevit in resmini propaganda aracı olarak kullanıyor!” demişler. Polisler Kızılay'daki büroya gelerek tüm posterleri toplamışlar. İbrahim Tez doğruca Emniyete gitmiş ve benim posterlerimi niye topluyorsunuz diye sormuş. “Biz sizin değil Bülent Ecevit in posterlerini topluyoruz!” demişler. Arkadaşım bu benim resmim, Bülent Bey’in deyince, Bu kadar benzerlik olmaz demişler ve afişleri geri iade emişler.

1987-1991 döneminde TBMM de kürsüye ilk çıktığında Anavatan Partisi milletvekilleri sürekli laf atıyorlarmış.  Ecevit gibi konuşma, sesinde fiziğinde tıpkı Ecevit gibi diyorlarmış. Gazetelerde kürsüde ECEVİT benzeri diye yazıyorlarmış.

Yine bir gün konuşmasını yapıp kürsüden indikten sonra Anavatan Partisinden birisi kürsüye çıkmış ve “Sayın TEZ konuşurken gözlerimi kapadım ve dedim ki ben bu sesi tanıyorum. Gözlerimi açtım bu kişiyi tanıyorum” demiş ve merhum Bülent Ecevit’i eleştirmeye başlamış. İbrahim Tez, Hatipten sonra sataşma var diyerek söz almış ve “Sayın Milletvekilleri Bülent Ecevit’e sesi ve fiziği çok benzeyen beni konuşturmuyorsunuz, benzerinden korkuyorsunuz, ya kendisi buraya gelse kaçacak delik ararsınız!” demiş ve kürsüden inmiş.

   

KIZINA HEMŞİN ADINI KOYAN KAYMAKAM

Yıl 1989 İbrahim Tez, Ankara milletvekili ve TBMM İçişleri komisyon üyesiymiş. Başbakan merhum Özal yılın bürokratları seçilenlere plaket verecekmiş. Törene katılan İbrahim Tez’in yanına olağanüstü hal bölge valisi Hayri Kozakçıoğlu oturmuş ve kulağına eğilerek “Sayın Tez, siz Çamlıhemşin Şenköy’den siniz!” demiş ve tüm şeceresini söylemiş. Şaşıran Tez, “Sayın Valim beni niye böyle araştırdınız diye sorunca,” Kozakçıoğlu, “Siz içişleri komisyonu üyesisiniz, toplantılarda ki konuşmalarınızı banttan çözerek dinliyorum, çok ilginç değerlendirmeleriniz ve önerileriniz, eleştirileriniz oluyor, sağduyulu yaklaşımlarınız etkiledi beni, bu Ankara Milletvekili kimdir diye araştırdım karşıma Çamlıhemşin çıktı. Çok duygulandım. Çamlıhemşin 1961 yılında benim ilk kaymakamlığımın olduğu yerdir. Ülkemiz için çok güzel değerli bir yerdir, onun için inceledim!” demiş ve İbrahim Tez’e “İbran Osman’ı tanır mısınız?” diye sormuş ve “ilk kızım Çamlıhemşin de doğdu göbek adını Hemşin koydum!” demiş.

49, TC. HÜKÜMETİ DYP SHP KOOLİSYONU

1991 Genel Seçimlerinden sonra Süleyman Demirel ve Erdal İnönü Hükümet kurma kararı alıyorlar. Hükümetin açıklanmasına 2-3 saat kala Erdal İnönü, İbrahim Tez’i arayarak Bakanlar Kurulu üyesi olduğunu söylemiş, tebrik etmiş ve “Televizyonlar Kabineyi açıklayınca Başbakanlık Bakanlar Kurulu Salonunda ol!” demiş.
İbrahim Tez ne bakanı olduğunu bile soramamış.

İlk Bakanlar Kurulu toplantısına katılan İbrahim Tez, salona girince her şeyin hazır olduğunu ve herkesin oturacağı yerde isimlerin yazılı olduğunu gözlemler. Tansu Çiller ile yan yana oturan İbrahim Tez, Başbakanın basın açıklaması yapmasından sonra koruma polislerinin yanlarına gelerek araçlarına kadar eşlik ettiklerini ve 9 numaralı aracın kendisine tahsis edildiğini öğrenir. 9 numaranın ne anlama geldiğini sorunca “T.C. Devlet protokolünde 9. sıradaki kişisin!” cevabını alınca ile ilk defa Çamlıhemşinli İbrahim Tez olarak büyük onur ve gurur duyduğunu söylemektedir.

Süleyman Bey’in Türkiye’yi iyi bilen deneyimli bir siyasetçi olduğunu söyleyen İbrahim Tez, Başbakanın; Bakanlar Kurulu toplantısına çok önem verdiğini söylemektedir. Öyle ki bir bakanın bakanlar kurulu toplantısından daha önemli bir işi olamayacağını söyleyen başbakan, yurt dışı işleri hariç her perşembe günü saat 10 a 5 kala kapıda durur ve herkesin elini sıkar, saat 10 da ise kapının kapanmasından sonra hiç bir bakanın Bakanlar Kuruluna girmesine izin vermezmiş.

   


ÇANAKKALE GEÇİLMEZ…

Gemi seyir defterine Jurnal denirmiş. Jurnal; Gemi seyirde ya da Limandayken Gemiyle alakalı tüm bilgilerin yazıldığı deftere denirmiş. Geminin rotası, hızı, geldiği, gideceği liman, vardiya değişimi, hava durumu gibi notlar alınır ve belirli bir düzende tutulurmuş. Defter Kanal, boğaz ve sığ sularda sürekli güncellenirmiş. Mesela, Kilitbayır bölgesi geçildiğinde "Saat 15;30 kilit bayır geçildi ", İstanbul boğazı geçildikten sonra “Saat 05;00 İstanbul Boğazı geçildi” yazılırmış. Bu tüm Dünyadaki boğazlar için aynıymış fakat bir boğaz hariç ÇANAKKALE BOĞAZI.

Çanakkale Boğazı seyri tamamlandıktan sonra Jurnal" a “Saat 21;30 Çanakkale ÇAKILDI” ya da “Saat 21;30 Şehitlik abidesi 2 milden Selamlandı” yazılırmış. Çünkü bilinirmiş ki " ÇANAKKALE GEÇİLMEZ"

HEMŞİNLİ FIRINCILAR…

Başbakan Demirel koalisyonun daha verimli güzel çalışması için her ay veya 2 ayda bir Başbakanlık Konutunda Akşam Yemeği verirmiş. Bu yemeğe önem verirmiş. Yemek uzunca bir masada yenirmiş ve Süleyman Bey ile Erdal Bey karşılıklı otururlarmış. İbrahim Tez ise Süleyman beyin sağında otururmuş. Bir gün yemek biterken Başbakan İbrahim Tez’e dönmüş ve “ Sayın Tez; ben 1966 yılında Rusya’ya gittiğimde, bana Rus Başbakanı Moskova da halen Hemşinli Fırıncılar var demişti. Rusya daki Türk Firmalarımız, yaptıkları Konut İş Merkezleri için açılış törenleri yapacaklardır. Heyetin başı olarak sizi gönderiyorum. Gidin bakın ki, Hemşinli fırıncılar hala orada duruyorlar mı!” demiş.
1992 yılında gittiği Rusya da Başbakanın söylediği fırıncı Hemşinlileri bulamadığını söyleyen İbrahim Tez, bunun yerine Müşvik Yamantürk, Hüseyin Gültan, Bora Kurtuluş, Dursun Ali Günday gibi birçok Çamlıhemşinli genç kuşak işadamlarını ve çalışanları Rusya da buldum!” diye eklemiştir.

VEHBİ KOÇ

Tez kardeşler 1948 den bugüne dek Ulus Konya sokaktaki Taş Binada Koç ailesinin kiracısıdır. 1993 yılında bakan olarak yurt dışına çıkarken, İstanbul Havaalanında Vehbi Koç ile karşılaşmış ve oturduğu yerden kalkarak Merhum Vehbi Koç beyin yanına giderek, kendisini takdim etmek istemiş.

Vehbi Koç, “Ben sizi tanıyorum, Siz Devlet Bakanısınız!” demiş ve adını söyleyince İbrahim Tez, başka bir şey daha söylemek istiyorum demiş. Ben, 50 yıla yakın sizin kiracınız olan bir ailenin oğluyum deyince Vehbi Koç heyecanlanarak “Nerede?” diye sormuş. Ulus Konya sokakta deyince hangi bina, Taş Bina mı demiş evet cevabını alınca. Siz hangisinin oğlusunuz demiş, Zeki Tez in oğluyum deyince Merhum Koç ile bayağı uzun bir sohbet yapmışlar. Vehbi Koç, İbrahim Tez’in amcası Hasan Tez’in çok yakın bir dostuymuş.

1993 İBRAHİM TEZ NİKÂHI

17 Mart 1993 yılında evlenen İbrahim Tez’in nikâhı Gençlik Parkı nikâh salonunda kıyılmış. Nikâh şahitliklerini ise Başbakan Süleyman Demirel ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü yapmış.

Nikâhı, Ankara, İstanbul, Mersin Büyükşehir Belediye başkanları Murat Karayalçın, Nurettin Sözen, Kaya Mutlu ve Çankaya, Altındağ, Yenimahalle, Mamak, Sincan, Etimesgut, Keçiören Belediye Başkanları kıymışlar.

Murat Karayalçın; Başbakanlı, çok bakanlı, çok milletvekilli ile bir bakan nikâhı kıyıyoruz diye söze başlayıp nikâhı kıymış. Bir kaç gün sonra Ankara Emniyet Müdürü Sayın Tez nikâhınıza en az 15.000 kişi katıldı ve Ankara trafiğini allak bullak ettiniz diye takılmış.

1993 ZONGULDAK İL GECESİ

Zonguldak Parti il örgütü gece tertip etmişler ve aşi ile beraber geceye davet etmişler. Büyük bir salonda yapılan gece tıklım tıklım doluymuş ve bir ara gecenin sunucusunun sesi duyulmuş "Şimdi gecenin açık arttırma bölümüne geçiyoruz sevgili konuklar, açık arttırmada ortaya koyduğumuz şey de gecenin onur konuğu Sayın İbrahim Tez’in dolmakalemidir!” demiş ve sahneye davet etmişler. Sahnede mikrofonu alan İbrahim Tez “            Cebimdeki kalem 5 liralık bir tükenmez kalemdir. Ama isterseniz kravatımı arttırmaya koyalım 100-150 liralık!”  demiş. Bakmış salonda pek memnuniyet yok hemen eklemiş ”Açık arttırmaya kravatımın yanında sevgili eşimin bileziğini de koyuyorum!” deyince salonda bir heyecanlanma başlamış. Açık arttırma sonucunda kazanan sonradan Milletvekili ve Bakan olan Hasan Gemici olmuş ve bileziği kolundan çıkaran Tezin eşi, Gemici’nin eşinin koluna takmış. Fakat sonradan Tez’in eşi uzun bir zaman Tez ile “Benim değerli bir bileziğimdi ve bana sormadan verdin!” diye konuşmamış.

Aradan bir kaç yıl geçtikten sonra Hasan Gemici Milletvekili ve Bakan olmuş. Her Zonguldak’a gidişinde İbrahim Tez’in boynundaki kravatı, Zonguldaklı partili arkadaşları  “Senin bir şeyini alan Milletvekili oluyor!” diye zorla boynundan alırlarmış.

KARADENİZ GEZİSİ

ERDAL İNÖNÜ ÇAMLIHEMŞİNDE

1998 Yılı Ağustos ayında Erdal İnönü telefonla aramış ve “defterine yaz 19 Ağustos günü Trabzon havalanın da bulunacağız bir haftalık Rize ve Çevresinde gezi ve ziyaretler yapacağız!” demiş.

Erdal Bey ve 13. kişilik bir grupla 19 Ağustos akşamı Rize Dedeman oteline yerleşmişler. Program yapılmış, her gün 1 veya 2 ilçe de gezi yapıyorlarmış.

 Çamlıhemşin için 2 günlük bir program yapmışlar, birinci gün Ayder, 2. gün Elevit yaylasına gidilecekmiş. Ayder ve Çamlıhemşin de Erdal beyin çok tanıdığı çıkmış. Rahmetli Halil Şişman, Çamlıhemşin de ve Ayder de çok güzel ev sahipliği yapmış. Erdal Beyin Ankara’dan iyi tanıdığı Karadeniz Lokantasının sahibi İrfan Gültan’ın kulaklarını çınlatmışlar.

Elevit yaylasında dayısının oğlu kuzeni Recai İnce, 40 kişiye çok güzel bir ziyafet vermiş, hem doğa ziyafeti hem de yemek ziyafeti mükemmelmiş ve hava da çok güzel, dağlar pırıl pırılmış. Erdal beye gömleğini çıkarmasını rica etmiş ve o şekilde çimlere yatmasını önermiş. Erdal İnönü biraz yattıktan sonra “Sayın Tez bu yöntem bana çok iyi geldi. Çok iyi bir şey. Ben bunu her hafta yapacağım!” demiş. Elevit de Kürdoğlunun kahvesinde uzun bir süre yöre halkı ile sohbet emişler. Herkesin gösterdiği sıcak ve yakın ilgi ye teşekkür ederken yöre halkı “Sevinç İnönü Rize İyidere’nin kızıdır. Siz bizim eniştemizsiniz. Bizde eniştelerimizi çok severiz!” demişler,

Av. Adnan Kurtuluş, Erdal beyi ve kalabalık grubu evine davet etmiş. Aşağı Çamlıca mahallesindeki eve gidildiğinde 3. katlı Ahşap eve hayran olmuşlar. Eşi Necla Kurtuluş baklavalar, börekler ve her türlü yiyecekler ve yöre meyveleri ile çok güzel ikramlarda bulunmuşlar.

AYDER KAPLICALARI

Ayder Kaplıcaları yeniden düzenlendikten sonra açılışını 1992 yılında Rize Valisi olan eski Çamlıhemşin Kaymakamı Erol Zihni Gürsoy ile birlikte yapmışlar.
Ayder ile ilgili İbrahim Tez bildiği“  2340 yıl önce Büyük İskender’in askerleri Ayder de kaplıca sularını kullanmışlar. Büyük İskender’in ölümü ile ordu dağılmış. Hindistan’a kadar ilerleyen ve orada sıtmaya yakalanan İskender, Babil de hayatını kaybetmiş. Dağılan ordunun bir kısmı Makedonya ya dönmek üzere harekete geçmişler ve Anadolu’da, Erzurum üzerinden Ayder’e ulaşmışlar. Askerler aç, yorgun ve perişan halde iken Ayderliler kendilerini kaplıcalara sokup çeşitli ikramlarla misafir etmişler. Burada ikram edilen balın bir kısmı "Delibal" olduğundan bazı askerler karın ağrıları ve kusma şikâyetleri ile rahatsızlanınca yerli halkın kendilerini zehirlemek isteğine inanmışlar. Oysa Büyük İskender’in daima yanında duran tarihçi kurmayları halkın içtenlikle yardım ettiğini tarihe not düşmüşlerdir. Buradan Karadeniz sahillerine inen askerler daha sonra Makedonya’ya ulaşırlar.” hikâyesini son Çamlıhemşin notları olarak anlattı. 


Kaynak; Çamlıhemşin Dergisi 5. Sayı Sayfa; 32

Önceki ÇAMLIHEMŞİNDE BİR DOKTOR SİYASETÇİ ; NECİP DANIŞOĞLU
Sonraki KAÇKARLARI CAN DAMARI: BUZUL GÖLLERİ