Tulum sesini duyup yerinde durabilen kaç insan vardır diye bir araştırma yapılsa herhalde yok denecek kadar az bir sayı çıkar. Buna birde Horonu eklerseniz yerinde durabilecek kimse bulamazsınız.
Horon, ananevi şekilde ele alındığı zaman çok ciddi bir iş olarak karşımıza çıkar. Horonun temeli, Horoncudur.
Tulum ve horon oynayanlar horoncu’nun komutlarına uyar.
Boşuna söylenmemiştir: “Horoncu’nun sesi, Tulum sesi ve Ayak sesi “diye.
Horoncunun komutuyla tulumun nağmeleri değişir. Yani şimdiki gibi tuluma eşlik edilmez. Eskiden Horon o kadar ciddiye alınırdı ki çocukların belli bir yaşa kadar horonlara girmesine müsaade edilmezdi. Horon için onay alan çocuğa artık büyük gözü ile bakılırdı.
Büyüklerle horon oynama onuru herhalde bir çocuğa verilebilecek en büyük hediye olurdu.
Belli kaideler belli kişilerle anılır olmuştu. Efsanevi tulumcu Garip bile; meşhur horoncuları tulumun kaidesi ile çağırır ve onlar gelmeden horona başlamazdı.
Günümüzde ise maalesef artık Tulum ve Horon yozlaşmanın etkisinde kalmıştır. Her eline tulumu alıp iki parça öğrenen ‘Tulumcu’, Nasıl olsa anlayan yoktur diye cesaret gösteren herkes ‘Horoncu’ olmuştur. Horon oynamanın eski ciddiyetine bürünebilmesi için “Horon Geceleri” yapılmaya başlandı.
En son üçüncüsü yapılan bu Horon Geceleri ile ciddi şekilde horon çalışmaları yapılıyor.
Birkaç Tulumcu ve birkaç iyi horoncu ile yaklaşık 12 ila 15 hava çalınıyor ve oynanıyor. Kayıt altına alınan bu oyunlar sosyal paylaşım sitelerinde yayınlanıyor ki insanlar dinleyip neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlayabilsin.
Kaynak; Çamlıhemşin Dergisi 1. Sayı Sayfa; 50