HALİL EFENDİ KONAĞI

Aşağı Kaydırın
KÖY, YAYLA,KONAK VE KONAKLAMA
  • 162
Yazı Boyutu:
Yazdır



 

ANLATAN ÖZDEMİR BAKİ ÖZKAN

Tamamlanmış bir diğer konak olan Yukarı Çamlıca Mahallesindeki, Hacı Yunus zade, Halil Efendi’nin Konağı ile ilgili Özdemir Baki Özkan ile görüştük ve konağın hikayesi ve son durumu ile ilgili bilgi aldık.

HALİL EFENDİ KONAĞI

Halil Efendi Rusya gurbetinde kazandıklarıyla bu konağı yaptırmış. Halil efendi Rusya’dan ilk gelişinde para getirememiş. Para getiremeyince evde ayıplamışlar. Bunun üzerine birkaç gün sonra tekrar gurbete gitmiş ve senelerce kalmış. İkinci seferinde tekrar köye gelince kazandığı altınları bir tepsiye koymuş ve ev ahalisine göstermiş. Halil Efendi kazandığı paralarla bir konak yaptırmaya niyet etmiş.

Erzurum’a göçen alt komşulardan araziyi satın almış ve inşaatı başlatmış.

1ALTINA 3 ALTIN ÖDEME

Konağın yapımı esnasında Halil Efendi 1 altını elinden düşürür. Altın gider ve taşların arasına girer. Adamlarına hemen altını çıkartmaları talimatı verir. Adamları altını çıkartırlar fakat çıkartma maliyeti 3 altın lirayı bulur. Ne gerek vardı Halil Efendi dediklerinde ise “Ölümlü dünya. Ne kadar yaşayacağımız belli değil. Ben ömrümü oradaki altını düşünerek geçirmek istemiyorum. Verdim parayı çıkarttım” der.

HALİL BEY AMCA….

Rahmetli Tarakçı İbrahim ve Galip ağabeylerin bana anlattıkları bir hikâye vardır Halil Efendi ile ilgili: Rus harbi sırasında, Ruslar Karadeniz’i istila ettikleri zaman ahali toplanmış ve ne yapalım diye tartışıyorlarmış. Rus müfrezesi Çamlıhemşin’e gelmek üzereymiş. Dedemin de iki dükkânın arasında bir kamelyası varmış. Halil Efendi demiş ki benim bir yere kaçma şansım yok, ben göze çarparım, şikâyetçim çok olur, beni bulurlar demiş. Ben burada oturacağım diye de eklemiş. Başlarında bir subay eşliğinde Rus müfrezesi geliyor. Müfrezenin geçişi sırasında başlarındaki subay kamelyaya doğru bir bakıyor ve atından atlayıp doğru dedemin yanına gidiyor.

Millet; tamam bu burada niye bu kadar fiyakalı oturdu diye vuracaklar derken, Subay biraz daha gidiyor ve” Halil Bey amca” diye Türkçe yüksek sesle sesleniyor. Halil dedem bir bakıyor ve subayı tanıyınca olduğu yerde sallanıyor ve otur diye işaret veriyor. Subay kendi müfrezesine Rusça, diğerlerine de Türkçe açıklamada bulunuyor ve diyor ki;” Biz 4 kardeştik ve çok fakirdik. Halil amca dördümüzün de okumasını sağladı ve biz onu çok severiz diyor. Tabi köylüler bu olay karşısında rahatlıyorlar ve müfreze 1 gece Halil dedemin misafiri olarak kalıyor ve ertesi gün geri dönüyorlar.

Konak takribi 1840 – 45 arası yapılmış. Bu konağın yapılışından 10-12 sene evvel de hemen üstündeki Ali efendinin konağı yapılmış. Konak 13 oda üzerine kurulmuş ve 195 m2 lik bir zemine oturtulmuş. Yapımı yıllar sürmüş ve çok altınlar harcanmış.

İLK TADİLAT…

Bizler konakta hep oturduk. Konakla ilgili ilk sıkıntıyı 1955 yılında yaşadık. O yıllarda daha birkaç senedir gurbetteyken bir mektup geldi aileden ve aynen şöyle yazıyordu; “Konak çökmek üzere”.

O zaman geldim ve akıntıların olduğunu görünce konağın çatısını yaptırmak durumunda kalmıştık.

Bu konaklar büyük konaklar ve bu konakların belli zamanlarda muhakkak elden geçmesi lazım. Zaman konakları çürütüyor. Dede yadigarlarının böyle çürüyüp gitmesini doğru bulmuyorum ama çözüm bulmada problem yaşayabiliyoruz. Çünkü çok ortaklı yapılar bunlar.

DEVLET DESTEĞİ….

Tam çözüm ararken devlet desteklerini duydum. İyice araştırdım ve bu araştırmalarım ile 5 sene boyunca uğraştığım bir süreçte başlamış oldu.

Önce konağı, “Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’na tescil ettirdim. Tescilden sonra çizim için proje yardımı istedim. Devlet bana 15.572 TL verdi. Bu parayla konağı restore ettirecek şekilde projesini çizdirdim ve tasdik ettirdim.

Bir sonraki aşamasında ise restorasyon bedeli için müracaat ettim. Konağın restorasyon bedelinin %70’i olan 25.000 TL bedeli aldım ve bizimde koymamız gereken 11.000 TL’yi oluşturup inşaat işine başladık. Zamana karşı yarıştığımız için bizzat başında durduğum 3,5 ay süren bir restorasyon çalışması yaptık ve Konağı kurtarmış olduk.

Kaynak: Çamlıhemşin Dergisi 2. sayı Sayfa; 55

Önceki TARAKÇI KONAĞI
Sonraki BADARA MEZRESİ