DEVLET KONSERVATUARINA TULUMLA GİREN ÖZGÜR PARLAĞI...

Aşağı Kaydırın
TULUM, TULUMCU,HORON VE TÜRKÜ
  • 84
Yazı Boyutu:
Yazdır

DEVLET KONSERVATUARINA TULUMLA GİREN

 ÖZGÜR PARLAĞI...

Devlet Konservatuarına Tulumla giren ilk öğrenci olan Özgür Parlağı ile izlediği yolu ve Tulumu konuştuk.

TULUMLA TANIŞMAM...

Aslen Çamlıhemşin, Topluca Köyü’ndenim. 03 Aralık 1994 yılında Ardeşen ilçesinde dünyaya gelmişim.  Babamın mesleğinden dolayı Ardeşen'de büyüdüm. İlk okulumu Mesut Karaoğlu’nda, Liseyi ise Ardeşen Türk Telekom lisesinde tamamladım. Tuluma ilgim lise 2. sınıfa giderken başladı. Mezun olduktan sonra tulum öğretmek olacak amacım, kaybolan kültürümüzü tekrar canlandırmak, ilk tercihim bu zengin kültürü meydana çıkartmak olacak. Müziğe yönelmemi ise lise öğrencisiyken müzik öğretmenimiz Ömer İnce sağladı. Aslında tarih öğretmeni olmak istiyordum. Ömer hocam, müziğe olan yeteneğimi keşfederek beni müziğe yöneltti. Şu anda çalmış olduğum çalgı aleti tulumu ise, ağabeyimden görerek çalmaya başladım. Öncelikle bana kemençe almışlardı bir evde iki tulumcu olmaz diyerek fakat benim aklım tulumda olduğu için kemençeyi satarak tulum aldım. Ağabeyimin yardımları ile tulumun üstüne durarak geliştirmeye başladım. Tuluma 2011’in haziran ayında başladım ağabeyimin Muğla’da okuması nedeni ile kendi kendime dinleyerek öğrenmeye çalıştım. Ağabeyimin Ardeşen’e geldiği zamanlarda bana öğretmesi ile tulum çalmaya başladım.

KONSERVATUARA GİRİŞ...

Konservatuar hazırlıklarımı İrfan Çalık’ın eğitimleri ile sürdürmeye başladım. Verdiği kurslarla müzik bilgimi geliştirdim. Tek hedefim haline gelen Gazi Üniversitesinin sınavlarına girdim. Gazi Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı Çalgı Bölümünde 8. sırada tulum çalgı eğitimi okumaya hak kazandım. Herkese ilginç gelmişti birçoğunun ilk kez yakından gördüğü bir enstürümandı çünkü. Hocalarım da başka bir gözle bakıyordu çünkü ilk kez tulum çalacak bir öğrencileri olacaktı fakat tulum eğitimi almaya hak kazdığım konservatuar’da tulum eğitimi verecek eğitimci olmaması nedeniyle ne yazık ki kanun eğitimi alıyorum.  Yine tulum çalmayı geliştirebilmem Çamlıhemşin’in duayen Tulumcularına kaldı.

TULUM VE KÜLTÜRÜMÜZ...

Çamlıhemşin ve tulum denince, özgürlük, doğallık, yeşillik, dostluk, paylaşım, fırtınanın sesi ve temiz hava geliyor aklıma. Kaçkar dağının zirvesine oturmuş, bulutların yamacında manzarayı izleyerek tulum çalan bir insan canlanıyor gözümde. Günümüzde gençler tarafından çok yaygın bir şekilde öğrenilmeye başlandı. Ama önemli olan kültürümüzü doğru öğrenmektir. Bir zamanlar tulumcu sayısı iki elin parmak sayısını geçmezdi. Şimdi ise birçok tulumcu var bu çok güzel bir şey demek ki kültürümüz canlandı inşallah hep böyle devam eder güzel bir şekilde kültürümüzü dünyanın her bir yanına yaşatırız. 

TULUMLA YAPMAK İSTEDİKLERİM...

Tulumla ilgili proje üzerine çalışmalarım devam etmekte. Kısaca bahsetmek gerekirse tulum öğrenmek için ille de o topraklarda doğmak gerekmediğini göstermek amacıyla tulum öğretimi metot kitabı üzerine çalışmayı düşünüyorum. Çamlıhemşin’imize özgü tulumun vazgeçilmez tınısı, keyfi verdiği huzur nerede duyulursa duyulsun hemen halka halinde horon çemberi kurulur. Vazgeçemediğimiz Tulum; görüldüğü alanların neredeyse tamamen yüksek dağlık bölgeler ve geniş yaylalar olduğu gözden kaçmaması gereken bir gerçektir.
17. asır seyyahı Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde tulumun “bir müddet evvel Rusya’da icat edildiğini” söylese de bunun gerçekliğini ispatlayacak başka bir delil yoktur. Çünkü eski Yunan/Roma’da ve eski İran’da tulum benzeri çalgılar çalındığı bilinmektedir. Şu hâlde tulum çok daha eski bir çalgı olmalıdır. İngiliz araştırmacı ve müzikolog Lawrence Picken, tulumun en iptidai şeklini Çamlıhemşin’de tespit ettiğini ve mesela bu çalgının sahil kesiminde yaşayanlar arasında pek revaçta olmadığını, onların bu çalgıyı bilmekle beraber Kemençeyi tercih ettiklerini bilinmektedir. Anadolu’nun tulum çalınan her bölgesinde tulumdan başka çalgılar çalınmaktadır. Dünya üzerinde tulum çalınan başka bölgelerde de bu çalgı dışında çalgılar kullanılmaktadır. Yalnızca Çamlıhemşin ve Hemşin’de tulum tek çalgı olarak yerini almış ve muhafaza etmektedir. Bu durum üstünde durulması gereken önemli bir konudur.
Özgür Parlağı ile üniversite ile tanışan tulum enstrümanımız her ne kadar tulum eğitimine hak kazanmış olsa da Özgür’ün de dediği gibi yöremizin üstatlarına kalacak belli ki eğitimi, notaları ve kaideleri. Özgür Parlağı’ya teşekkür ediyor, yaşamında ve yaşamlarımızda tulum ezgisinin her daim olmasını diliyoruz.



Kaynak; Çamlıhemşin Dergisi 3. Sayı Sayfa; 66

Önceki BİR BÜYÜK USTAYA; ÇANOLU ALİ
Sonraki KALELİ NOKTA HALA