1977 YILININ BİR YAYLA GÜNCESİ
Fotoğraf ve müzik sanatlarıyla ilgili olan Salim Okumuş, 1977 yılında, fotoğraf makineleriyle ve donanımıyla, belgesel çekimi için ata toprakları olan Çamlıhemşin’e gelmiş. Hava koşullarından dolayı bir hafta kadar Konaklar mahallesinde kaldıktan sonra, küçük bir ekip ve atla, Pokut yaylasına dört saatte, bir gün sonra da Samistal yaylasına beş saatte çıkmışlar.
Fotoğrafçı güncesini yazarken , İstanbul’dan yola çıkışını, hem yol, hem yayla izlenimlerini, o günlerin güncel konularını, yaşadıklarını kendi yorumlarıyla anlatmış. Tüm bunları da fotoğraflarıyla yaşadığı günlerin, anların kesitlerini çekmiş ve bu fotoğraflarla anılarını birleştirerek, görsel bir günce yapmış.
Arkadaşı olan ve hepimizin sevdiği, bölgemizin Yorgun ismiyle tanınan koca ozanlarından Yaşar Çelik’ten, bu gezinin fotoğraflarını, şiirleriyle yorumlama isteğinde bulunmuş, o da kabul edip yorumlamış.
Tüm bu masalımsı özgün çalışmalar, aşağı satırlarda, görselleri ve şiirleriyle sizlerin huzurundadır.
Salim Okumuş kimdir?
Kökleri Çamlıhemşin Konaklar Mahallesine dayanan Salim Okumuş ’un Fırıncı olan dedesi Halit Okumuş, 1931 yılında Salimin babası olan Cemil Okumuş daha 9 yaşındayken Trabzon’a göç etmiş.
Bu sebeple Salimin Trabzon da başlayan eğitim hayatı Ankara ile devam edip 1965 yılında geldikleri İstanbul’da 1978 yılında mezuniyet ile sonlanmış.
Salimin bir taraftan iş hayatı devam ederken diğer taraftan merak konusu olan Fotoğrafçılık, Lisedeyken katıldığı “Ses Türkiye Liselerarası Fotoğraf yarışmasında” 2.lik ve bir yıl sonra “Yeni Fotoğraf dergisinin” 3 büyük ödülünden birini alarak, perçinlenmiştir. Salim Okumuş birçok ödüller almış, Ulusal ve uluslararası yarışmalarda sergiler açmış ve gösterilerimler yapmıştır. 1977 de üye olduğu İFSAK’ın 1986 yılına dek bütün kurullarında görev almış ve 2012 yılında 35 yıllık üyeliği onursala çevrilmiştir.
Müzik ile de ilgilenen Salim Okumuşun halen Müzik, şiir klipleri ve albüm çalışmaları da devam etmektedir.
Salim Okumuş evli ve 2 çocuk babasıdır.
Kaçkarlar ve ben 1977 |
GÜNCE
21 Haziran-16 Temmuz 1977
Fotoğraflar ve yazılar Salim Okumuş
E-posta : salimokumus@gmail.com
Facebook : https://www.facebook.com/salimokumusoglu
Youtube : https://www.youtube.com/user/okumussalim/featured
Şiirler: Yorgun (Yaşar Çelik)
Aşağıdaki notlar 1977 güncemden alıntıdır. Hemen her şeyin özgün olduğu günleri yaşıyor ve 25 yaşın gençliği ve umudunu taşıyordum.
İSTANBUL
21 Haziran 1977 Salı
THY İSTANBUL-TRABZON SEFERİ (AKTARMALI)
Sabah 05:00 de yataktan annem kaldırdı. Hemen kahvaltı yapamadığımdan yola çıktım. Millet caddesine, Fındıkzade ye indim, Gelen THY otobüsü doluydu. Yeşilköy’e dek ayakta gittim. Bavulum o kadar didik didik aranmadı. Evde zorla kapatmıştım. Gerçi içinden bir şey eksilmedi ama gene de zorla kapattım. İçinde giysilerim ve kimi armağanlar vardı.
Bavul dışında Fotoğraf çantam ve ben iki polis tarafından arandık.
Bekleme salonuna geçtik. Bir saat kadar bekledik. Kapılar açıldı ve uçağa kadar yürüdük. O zamanlar uçağa kadar yaya gidilirdi, Bavul uçağın yakınında diğer bavulların yanına konulur, uçakta boş olan yere oturulurdu.
Saat 07.40 da Sivas adlı uçak kalktı. 40 dakika sonra Ankara’daydık. 4.000 metreye çıkıp donma gerçekleşince pek hava fotoğrafları çekemedim.
Ankara dan 08.50 de kalktık ve 10:30 civarı Trabzon’a vardık.
Uçak yolculuğu oldukça rahat ve güvenli. Ancak havadayken motorun bir tuhaf çalışması ve uçağın sağa sola yatması insanı biraz kaygılandırıyor.
Havaalanından Yenimahalle’ye, taksiciyle 30 liraya anlaştık ve 20 dakikada gideceğimiz yere ulaştık. Berber Ali Osman dayıya bir merhaba dedikten sonra amcaoğlu Ali Kemal Okumuş ‘un evine gittim. Rahmetli Kamer kardeşimin hazırladığı kahvaltıyı afiyetle yedim. Ali ve diğer kardeşleri, Osman amcam ve Hafız yengemle sohbetler vs. ile geceyi Trabzon’da geçirdim.
22 Haziran 1977 Çarşamba
Trabzon’dan ayrılış, Rize, Pazar ve Konfor(rahmetli İbrahim Gülay amca) ile Çamlıhemşin’e, mahallemiz Konaklar’a geldik.
Hava çok yağışlı ve bozuk. Dinmesini beklemek için bir süre köyde kaldım.
YAYLAYA, YOLA ÇIKIŞ // ÇAMLIHEMŞİN // RİZE
30 HAZİRAN 1977 S. 06.45 Foto:01
YOLA ÇIKIŞ
Bizim katır Kavrun bölgesinde firarda olduğundan, Durağh Mehmet Kuru abinin atını 400 liraya kiraladık ve yiyecek, kumanya vs. alarak yola düştük.
Göç çıkmıştı ve biz beş kişiydik. Ben, bizim İsmail abi, oğlu Ömer, Durağh Mehmet abi ve oğlu Macit Kuru.
30 HAZİRAN 1977 Şiiri : Bir devrin çilesini, at, katıra yükledik |
TAP Şiiri : Kaskosuz, sigortasız, çalıştırırdık atı, |
30 HAZİRAN 1977 Şiiri : Çarıktan sonra gelip girdi hayatımıza, |
30 HAZİRAN 1977 Şiiri : Bir yol ki niceler geçmiş buradan, |
30 HAZİRAN 1977 KÖPEK BOĞAZINDAN PİLUNÇUT’A DOĞRU. |
30 HAZİRAN 1977 PİLUNÇUT Küçük Ömer’in küçük şemsiyesi ve babası rahmetli İsmail abimle konuşması, bakma dediğim halde Mecit Kuru’nun bakışı, köpeğin kahveye dalışı, Mehmet abinin atı bağlaması, merdivenin eğriliği, çise, duman ve yıllarrrrrrrr. Şiiri : Ah Pilunçut, pilunçlerun kurusun, |
30 HAZİRAN 1977 Şiiri : Atı vurduk yokuşa, |
30 HAZİRAN 1977 Şiiri : Sisler vadi içinde, Çamlar hep sıra sıra, |
30 HAZİRAN 1977 Şiir : Pokut sen ne güzelsin, Baktım resimlerine, |
01 TEMMUZ 1977 Şiir : Maçkun şimdi virane, Herkes gitti gurbete,
|
01 TEMMUZ 1977 Şiir : Hazındag sırt üstünde, Amlakita Pokut’a, |
01 TEMMUZ 1977 Sorunsuz bir yolculuktan sonra Samistal a ulaştık. Hava kapalı ve soğuk. 10-12 derece gibi. Ocağa odun yetiştirmek zor. Şiir : Bir devrin tanığı olmuş analar, |
02 TEMMUZ 1977
SAMİSTALDA BİR ANA |
02 TEMMUZ 1977 DORİ Bizim Dori’yi (katırı) yakalayamadık henüz. Samistala gelmiş ama eve yanaşmıyor. İsmail abimi ya da beni görünce hızla kaçıyor. Fati halama yanaşıyor. Onun da gücü olmadığından ağıra sokamıyor. Akşam İsmail abimle birlikte iple yakalamayı denedik yine kaçtı. Ertesi gün Fati halamın bağırmasıyla İsmail ağabeyimle uyandık. Katırımız Dori’yi kandırmış ve evin içine sokmuş. Nihayet kaçak yakalanmıştı kaçak. |
03 TEMMUZ 1977 Öğleden sonra bir grup çocuk ellerindeki bir kukla ile evin kapısına gelip bir tekerleme söylediler; |
04 TEMMUZ 1977
NOT VE FOTO
Güneşin batışını çektim. Hava biraz açılır gibi oldu. Fatime halama bakarsam, birkaç uğursuzun yüzündendi havanın kapalı oluşu. Onlar gidince açılmaya başladı, ona göre. Bu tür düşüncelerini silmeye çalışıyorum. Ancak ’’can çıkar huy çıkmaz’’ demişler.
Top oynarken, yolda gelirken çamurlanan pantolonumu fırsattan yararlanıp yıkadım. Hava kapalı olduğundan evde kurutuyorum. Aşırı sütten de motorları bozmuşuz. Süte biraz ara vereceğim.
05 TEMMUZ 1977 Kahvaltıdan sonra, yeğenim Ömer ile Pakrovitin tepesine doğru yola çıktık. Azığımız, domates, peynir, salatalık, ekmek, armut ve pilinadan oluşuyordu. Tepenin (fotonun)sağ tarafı Kavrun vadisi, sol taraf Samistal ve devamında Palovit vadisi. |
06-07 TEMMUZ 1977 08.30 a değin yattım. Kahvaltıdan sonra Memişefendi dağının altına giderek hem güneşlendim, hem de fotoğraf çektim. Aslında çekmekten de bıktım. Bir bezginlik var, maymun iştahlılık mı yoksa? Yoksa tasarılarımın gerçekleşmemesi mi? Bilmiyorum. |
08 TEMMUZ 1977 Yaylanın kurulduğu alana vanak deniyor. Sabahın erken saatlerinde inekler sağılıyor, kimileri başlarında çobanlarla kimileri de yalnız başlarına salınıyorlar. Akşam olunca özellikle yalnız gidip gelen sığırlara dönüş armağanı olarak ‘’maloz’’ denilen yemek artıklarıyla ve peynir suyundan oluşan sıcak yemek sunuluyor. Halama göre hayvanların dönme nedeni buymuş. Şiiri: Samistal taşlaruni, |
09 TEMMUZ 1977 Bu fotoya 4 mevsim adını verdim. Şiiri : Arkungul de çiçekler, açılmış sarı sarı, |
10 TEMMUZ 1977 MEMİŞ EFENDİNİN DAĞINDAN SAMİSTAL |
11 TEMMUZ 1977 Dilediğim gibi geçmemesine karşın yine de çabuk geçen üç hafta. Şiiri : Samistalda odun yok, çile olmuş yukumuz, |
12 TEMMUZ 1977 Osman amcamın radyosunu ödünç almıştım. Samistal’da Erzurum radyosu, Almanya’nın sesi ve Bizim radyo çıkıyor. Erzurum biraz daha iyi çıkmakta. Saat 09.00 Uzun dalga Erzurum radyosunda, Rezzan Yücel “Unutma” adlı parçasını okuyor. Saat 19.00 haberlerinde TÜRKİŞ başkanı bu hükümet (2.MC hükümeti) güvenoyu alırsa genel greve gideceklerini söyledi. AP-CHP koalisyonunun tek çözüm yolu olduğunu da eklemiş. |
15 TEMMUZ 1977 Samistaldaki son günüm, yarın dönüyoruz. Dün köyden gelen, İsmail ağabeyimle bir pilav yaptık. Suyundan mı yağından mı, çok güzel oldu. Fatime halamda, Ömer de sevdi. Afiyetle yedik. Ancak İsmail ağabeyimizi, bir yıl sonra İstanbul’da 34 yaşında yitirdik. Çok sevdiğim bir insandı, çok anılarımız olmuştu. |
16 TEMMUZ 1977 09.15 de benim torpil, İsmail ağabeyimin de 3 el tabanca atışıyla Samistaldan ayrıldık. Hazindag’dan sonra soldan Deveboynundan Maçkun’a geçtik. Yol pek kullanılmadığından biraz zordu ama havanın da güzelliğiyle yolu bitirdik. Deveboynunda çok uzaklarda, aşağılarda, yaban keçileri gördük. |
BUGÜNKÜ (güncel) YORUMUM
44 yıl sonra bugün, artık ’’çağdaş dünya ‘’ adına yeşil yollar, maden aramalar, kornalar, hoparlörler, eksozlar, iç ve dış kirlenmeler, paraya tapmalar.
Kentlerin, yenidünya anlayışının tüm hastalıkları; köylere de yaylalara da yayılıyor. Köylerimizin saf, temiz insanları zehirleniyorlar, paranın pis varlığından.
Çözüm mü? Çözüm ellerimizde.
Salim Okumuş
13.06.2021
Şiirleri ile bu günceye destek veren bölgemiz şairlerinden Yaşar Celik’e (Yorguna) sonsuz teşekkürlerimizle.
Kaynak; Çamlıhemşin Dergisi 6. Sayı Sayfa; 80