Size tepeden bakan bir yayla PERYATAK.
Avusor yaylası tek bir yayla gibi gözükse de aslında içeriğinde başka yerleşim yerlerini de barındıran bir yaylalar silsilesidir. En aşağıdan Ğunç denilen yerden araba yolu ile başlayan bu silsile; Hacizeni, Kwaokobgumeri, Tobe ve en sonunda orada yaşayanların büyük yayla dedikleri ama genelde Avusor denilen yayla ile bitmektedir.
Bunlar bu silsilenin araba yolu üzerinde kalan kısmıdır. Araba yolunun ise gitmediği iki bölüm daha vardır ve ben oraya gitmeyi uzun zamandır planlamaktaydım. Bunlar Peryatak ve Çamyatak denilen bölümlerdir.
O yaylada evi olan Yahya Kesimal ile uzun zamandır buraların ziyareti planlamasını yapmaktayım. Her ne kadar kendisi ile beraber gitmek nasip olmadıysa da kendisinden aldığım doyurucu bilgiler eşiğinde güneşli ve güzel bir günde yola çıktım.
Ayder’i geçtikten sonra ilk durak Avusor yolu üzerinde bulunan Hacizeniydi. Hacizeni’ye geldiğiniz zaman yaylanın üzerinde tepelerdeki tek evi görebilirsiniz. İşte bugünkü hedefimiz olan Peryatak orasıdır.
Hacizeni’yi geçtikten sonra devamındaki Kvaokobgumeri bölümüne gelinmektedir.
Kvaokobgumeri’nin son evinden sonra arabayı kenara çektim ve tepelerde gözüken yaya yoluna doğru tırmanışa geçtim. Dik bir tırmanıştan 15 dakika sonra eski bir patika yoluna ulaşmıştım.
Bundan sonraki aşama; çok rahat ve güzel bir patikada hafif bir meyil ile yürüyerek tepede gördüğüm ilk eve doğru gitmekti. Sol yanım uçurum olan klasik bir yayla patika yolu yürüyüşünden yaklaşık 45 dakika sonra ilk eve geldim. Burası yaylacıların Yanguni dedikleri ve yaylanın uzun zaman önce çıkan bir yangında yanmış mahallesiydi. Daha sonra evleri karşı yamaca yapılmışlar. Yanguni’yi geçtikten sonra küçük bir vadiyi dolaşıp diğer mahalleye geliniyor.
Araba yolu olmaması ve eylül sonu olmasına rağmen hala yaylacılık faaliyetleri devam eden Peryatak’ta açık olan evlerden birinde karşılaştığım Enver Kesimal ile epeyce sohbet ettik. Sohbetin sonunda ikram ettiği ayranın tadı hala damağımdadır.
Sohbet sonrasında Çamyatağa doğru yürümeye devam ettim. Mükemmel bir eski zaman patikası eşliğinde, 1 saat kadar daha yürüdüm. Her taraf Mehuvak dediğimiz Mavi yemiş doluydu. 1 saat daha yürümem gerektiği ve yolun dönüş kısmının karanlığa gelebileceği ihtimaline karşın mecburen geri dönmek zorunda kaldım.
Yaylaya tekrar geldiğimde, artık akşam yaklaştığı için sığırlarda vanağa (yaylanın içine) dönmüşlerdi. Başlarındaki çobanlarla biraz sohbet ettim. Bir tanesi cebinden sulu bir armut çıkarıp ikram etti. Enver abimin de ayranı Hızır gibi tekrar yetişti ve benim dönüş yolculuğu enerjimi şarj etmiş oldu.
45 dakikalık bir dönüş yolculuğu bana o güzel dağlarda nefis bir yürüyüş yaptırttı ve hafızama bu mükemmel yerleri kazıttı.
Kaynak; Çamlıhemşin Dergisi 5. Sayı Sayfa; 46