OSMAN TURAN

Aşağı Kaydırın
TULUM, TULUMCU,HORON VE TÜRKÜ
  • 82
Yazı Boyutu:
Yazdır

TULUMCULARIMIZ:  OSMAN TURAN

Söyleşi: Kenan Özlü

2009 yılında "Ver Tulumu Hakkını" diye bir söyleşi yaptık ve o söyleşi sırasında da birçok kaideyi kayıt altına aldık. Bu kayıtlar sırasında bazı kaidelerle ilgili küçük tartışmalar oldu. Söyleşiye katılıp, kayıtlarda bulunan herkes böyle sorunlu havaları Osman Turan’ın çözebileceğini söylüyordu. İsmini duyduğum, fakat ne Tulumunu dinlemek ne de kendisiyle tanışma imkânı bulamadığım Osman Turan'ı İstanbul'da ziyaret ederek sohbet etme fırsatı buldum.

TULUM ÇALMANIN GÜNAH OLDUĞU DEVRELER...

Osman Turan; 1947 yılının mart ayında dünyaya gözlerini açmış.  Tulum çalmanın günah sayıldığı çocukluk yıllarından itibaren tuluma olan ilgisi gün geçtikçe artmaya başlamış. Büyük tulumcu Garip'i dinledikçe ‘’Ben de tulum çalmalıyım, Onun gibi çalamaz mıyım" diye düşünüp, dururmuş.

İlk cibununu Kabak şibinden yapmış. Fakat Kabak şibi ya çabuk kırılıyor ya da istediği sesi vermiyormuş. Bu sefer Şimşir ağacından (Pohpetenden) cibun yapmaya karar vermiş. Pohpeten'le çalarak, Garip'den dinlediği kaideleri çıkarmak adına uzun uğraşlar vermeye başlamış.

İLK TULUM ÇALIŞI...

1961 senesinde 13 - 14 yaşlarındayken ilk köy düğününe katılmış. Yanlış anlaşılmasın izleyici olarak değil, Tulumcu olarak düğüne katılmış.

TULUMU BIRAKMASI...

1975 yılında babasının hakkın rahmetine kavuşması sebebiyle profesyonel olarak tulum çalmayı maalesef bırakmış ve O gün’den sonrada bir daha hiç tulum çalmamış.

Tulum kültürüne ve horana olan ilgisini;  gözlerinden okumak ve yüreğinde duyduklarını döktüğü kelimeleri ondan dinlemek çok güzel…

Önce Tulumcunun yetişmesinde, Horoncunun payını anlattı. İyi Horoncunun, Tulumcuyu nasıl geliştirdiğini ve Tulumcuya kaideleri doğru çalma yönünde nasıl telkinlerinde bulunduğunu paylaştı.

KAYITLAR ÜZERİNE GÖRÜŞLERİ...

2009 yılında gerçekleştirdiğimiz " Ver tulumun hakkını" panelinde kayıt altına aldığımız kaidelerin doğruluğu hakkında görüşlerini aldığımız Osman Turan, yapılan çalışmanın değerini bir kez daha ön plana çıkarırken, çalındığı düşünülen 47 kaideyi ve kayıt altına aldığımız tüm kaideleri bir solukta dinledi. Bazı ezgilerin üzerinde uzun uzun durarak, eski günlerini andı, bazılarınıysa kısaca dinleyerek sadece icracının küçük yorum farkları olduğu bilgisini verdi. Fakat tüm kaideler için onun onayını aldık.

OSMAN TURAN'IN KAYGILARI...

Sohbetimiz süresince tam 3 saat boyunca o kadar çok şey anlattı ki, hepsini yazmaya kalksam derginin yarısını Üstada ayırmak gerekir. Köy düğününde yaşanan nefis anılarını anlattıkça, insanın kendisine "Neden daha evvel dünyaya gelip de ben de o günleri yaşamadım!" diyesi geliyor. Çünkü Vartevorlar bu üstat ellerin çaldığı Tulumlar ve geçmişte özüne sadık kalınarak oynanan Horonlarla anlam buluyor. Üstat sözlerini, gençlerin Tulumu ve Horonu özünün dışında icra etmeye başladıklarını, bu nedenle genç kuşak için endişelendiğini söyleyerek tamamladı. Osman Turan’la gerçekleştirdiğim bu sohbette gençlere ve kendini genç hisseden insanlara ne kadar büyük sorumluluklar düştüğünü bir kez daha gözlemledim.

TULUM, HORON, TULUMCULAR, HORONCILAR BİZİM DEĞERİMİZDİR.

DEĞERLERİMİZİ YAŞAYALIM, YAŞATALIM.

Kaynak; Çamlıhemşin Dergisi 3. Sayı Sayfa; 56

Önceki DÜNYADA TULUM
Sonraki DİNDAR GÜNER