MÜHRÜ SÜLEYMAN

Aşağı Kaydırın
ÇAMLIHEMŞİN DERGİ 2.SAYI
  • 145
Yazı Boyutu:
Yazdır

MÜHRÜ SÜLEYMAN NEDİR?...

Köyleri dolaşmaya başladığımda karşıma çıkmaya başlamıştı bu yıldız. Kapı girişlerinde, Eşiklerde, Şömine üstleri gibi bir çok noktalarda vardı.
Buralarda ne işi var diye kendi kendime sorardım. 
Ne anlama geldiğini birçok kişiye sordum fakat yeterli bir yanıt hiç alamadım.
Bazı evlerde durdukları yerlerde gururla gösterilirken bazı evlerde ise üzeri itinayla sıvanarak kapatılmıştı. Her sorduğumda ayrı bir hikaye dinledim. Fakat anlatılanlar birbirleriyle hiç uyuşmuyorlardı.
Bir araştırma neticesinde bu yıldıza bir çok isim verildiğini ve bir çok dinde ve millette kullanıldığını da öğrenmek mümkün oldu.

Her kaynağın çıktığı ortak nokta ise bu yıldızın Mühr-ü Süleyman yani Süleymanın Mührü olduğudur.
Sembol şimdi İsrail bayrağında yer aldığından dolayı İslam dünyasında pek kullanılmasa da, yüzlerce
yıl kutsal olarak kabul edilmiş cami medrese ve geçitlerde, mezarlıklarda, yüzüklerde, padişahların
gömleklerinde tılsım olarak yerini almıştır.

       
Mutfakta
Mührü Süleyman

Ev girişinde
Mührü Süleyman

Reyhan Konağının girişinde Mührü Süleyman Halı desenlerinde
Mührü Süleyman

- Hazreti Süleyman -
Efsanelere göre, Hz. Süleyman ( Kral Süleyman) Tanrı’nın seçip güçlendirdiği bir ailenin adaletle hükmeden oğludur.
İsrail soyunun güçlü bir Kralıdır. Tanrısal bir görevi olduğu için, Tanrı’dan bu görev nedeniyle daha önce ve daha sonra kimseye verilmemiş bir saltanat diler. 
Böylece kendisine rüzgar, cinler, akarsu gibi akan metaller, kuşlar ve insanlardan oluşan ordular tahsis edilir. Rüzgara binip günler sürecek yollara hızla varır. Kuşları görevlendirerek düşman sahasına keşfe gönderir. Cinlerin esrarengiz görünmez ve anlaşılmaz yetileriyle devasa saraylar, kaldırılması imkansız dev sanat eserleri, binalar ve dalgıçların çıkardığı malzemelerden takılar akla gelecek bin bir güzel şey yaptırır. Dünyayı imar ederken güzelliği ve adaleti kurar.
Süleyman efsanesini doruğa çıkaran yüzüktür. Her ne kadar dini kaynaklar bunu bu şekilde aktarmasa da gizem perdesi altında Tanrı’nın kendisine bir yüzük hediye ettiği söylenir.
Bu öyle bir yüzüktür ki sayılı kişi ve meleklerin bildiği Tanrı’nın gizli ismini (İsm-i A’zam) saklar. Tanrının bilinmeyen adı yaratma ve hükmetme özellikleri içerir.
Elbette bu tür bir efsane güç düşkünü insanların başını döndürmeye yeter de artar bile.
Kimi bilgilere göre Adem’in taşıdığı bir yüzüktür ve cennetten çıkarılırken onu Arşta bırakmıştır.
Cebrail daha sonra bu yüzüğü Tanrı’nın isteğiyle Hz. Süleyman’a getirmiştir.

Sembolün Kullanımı

Bu motif Hind’ de yaratıcı Vişnu üçgeni ile yok edici Şiva üçgeninin iç içe geçmiş hali imiş ve maddi alemin yaratılışı ile yok oluşunu işaret edermiş. İslam öncesi doğu kültürlerinde ise bu motif, madde ile mânâ, iyi ile kötü, güzel ile çirkin, Tanrı ve kaos, derun ve masiva, kadın ve erkek vb. zıtlıklara
işarette bulunmuş.
Mühr-ü Süleyman’ın üzerindeki altı kollu yıldız motifinin daha tunç devrinden itibaren Ortadoğu coğrafyasında sıklıkla kullanıldığı arkeolojik kalıntılardan bilinmektedir.
Roma, İbrani, Asur, Bizans gibi eski medeniyetlerden kalan eserler üzerinde de sıkça göze çarpmaktadır.
Eski Türklerin kullandığı on iki hayvanlı takvimde de bu yıldız gözükmektedir.
Mitolojik zamanlardan itibaren bereket ve güç sembolü sayıldığı, pagan toplumlarda da kutsal kabul edildiği bilinmektedir.
Ona her devirde atfedilen anlam da bu yüzden değişip durmuş.
Altı yön, matematikte ilk mükemmel sayı, dünyanın altı günde yaratılışı, bereket ve bolluğun özü vs. bunlardan bazılarıdır. Şer güçlerden korunmak için tılsım oluşu ise pek yaygın bir kullanım alanıdır.

Türklerde kullanım

Kur`an-ı Kerim`de geçen 28 peygamber arasında bulunduğundan, Hz. Süleyman ve aslında Tanrı
mânâsına gelen Mühr-ü Süleyman gücünü Kur`an-ı Kerim`den de almaktadır. Bu sebeple Mühr-ü
Süleyman, Türkler tarafından benimsenmiş ve Türk Kültürüne tereddütsüz girmiştir.
Kemerlerde; kemerlerin çökmemesi için, Mezarlarda; cesedin çürümemesi, Hayvanlardan, böceklerden
korunmak için; Tanrının gazabından tanrıya sığınmak için; evlerde nazarlık ve saadet için; kötü ruhlardan korunmak için, savaşlarda düşman kuvvetlerinden korunmak için Mühr-ü Süleyman hep kullanılmış ve rahmani bir simge haline gelmiştir.
Mühr-ü Süleyman’ın bulunduğu yere şeytanın giremediğine dair oluşan halk inancından dolayı İslam
alemindeki yüzlerce yıllık tarihe sahip pek çok caminin tavan, duvar ve cam süslemelerinde de Mühr-ü
Süleyman deseni bulunmaktadır.
Anadolu Selçukluları, Artukoğulları ve İlhanlılar‘ın eserlerinde bilhassa kubbelerin kilit taşlarında sıkça rastlanır.
Osmanlılarda ise başta hamam kubbe delikleri olmak üzere mezar taşları, cami tezyinatları, anıtlar ve kemer kilit taşlarıyla çini, seramik gibi mimariyi ilgilendiren hususlarda şeytanı uzaklaştırma amacıyla; mutfak eşyalarında, çeşmelerde, sebillerde zehirlenmeye karşı tılsım niyetine; serpuş, tolga vb. başlıklarda güç sembolü olarak; giyim eşyaları ve takılarda hırz ve vefk olsun diye kullanılmıştır.
Barbaros Hayreddin Paşa uğur getirsin diye sancağına mühr-i Süleyman motifi nakşettirmiştir.

İns ile bu cinn ü peri,
divler benüm hükmümdedür 
Tahtum benim yil götürür,
Mühr-i Süleyman dutarım.
Yunus Emre

Türk-İslam tarihinde sıkça kullanılan bu “altı köşeli yıldız” deseni zaman içinde “Seal of David” adıyla
Yahudi ve Masonlar tarafından da kullanılmaya başlandı.
Yahudiler sonraki dönemlerde bu şekli kutsal kabul edip sancak, flama ve muskalara işleyerek büyücülük tılsımı yaptılar.
Bu şeklin Yahudiler tarafından bir sembol olarak sıklıkla kullanılmaya başlanmasıyla birlikte müslümanlar tarafından kullanımı da o oranda azalmış ve günümüzde ise hemen hemen terkedilmiştir.
Zamanın eserlerinde sıkça kullanılan bu sembol artık günümüzün gerilimli zaman ve dünyasında İslam
ve Hıristiyan alemi tarafından terk edilmeyle kalmamış hatta anlamı bilinmediğinden bir çok tarihi
eserde de tahrip edilmiştir.

       
Yüzükte
Mührü Süleyman

Barbarosun sancağında
Mührü Süleyman

Padişah kıyafetinde
Mührü Süleyman
Kap kacakta
Mührü Süleyman


Sonuç olarak Mühr-ü Süleyman`a Tanrı sembolü diyebiliriz.
Tanrının yarattığı her çeşit mahlûkun şerrinden, yani kötülüklerden, yine yaratıcı Tanrı`ya sığınılmasıdır.
Tanrıya belki de bir yakarıştır Mühr-ü Süleyman.

Kaynak; Çamlıhemşin Dergisi 2. Sayı Sayfa; 76

Önceki ŞİMŞİR
Sonraki FIRTINADA RAFTİNG