Erdoğan Buçan kimdir? Ardeşen’den, Artvin’in Borçka ilçesi Fındıklı (çxala) köyüne göç etmiş olan bir ailenin çocuğu olarak, 12 Haziran 1977 yılında dünyaya gelmişim. İlk ve orta öğrenimimi Ardeşen’de tamamladıktan sonra aynı dönemlerde futbolla uğraştığımdan, bir transfer neticesiyle Yalova’ya taşındık. Yalova’da güreş ve futbolla uğraşırken aynı zamanda doğa sporlarına olan ilgimi fark ettim ve Yalova su altı sporları kulübünün kurucu üyeliğini yaptım. Samsun 19 Mayıs Üniversitesini bitirdikten sonra gelip kendimi sularına attığım, aşığı olduğum memleketime ve doğasına kesin dönüş yaptım. Raftingle Ardeşen’de, 1996-97 yıllarında rahmetli vali Recep Yazıcıoğlu ve dönemin Ardeşen Belediye Başkanı İmdat Sütlüoğlu vesilesiyle tanıştım. Rafting sporunda kariyerimin zirvesine, 2009 yılında katıldığımız dünya Rafting şampiyonasına milli takım antrenörü olarak görevlendirilerek geldim. Milli Antrenörlük görevime 3 yıldır devam ediyorum. Ruba Doğa Sporları kulübü bünyesinde birçok sosyal aktivite organizasyonu gerçekleştirip, bölgemizde eğitim ve regreatif amaçlı projelere imza attık. Fırtına Rafting Festivali, Lazbort ve kızak yarışları, fotoğraf yarışmaları, tiyatrolar, konserler bunlardan bazılarıdır. |
FIRTINA VADİSİ’NDE RAFTİNG
Karadeniz farklı bir kültür; doğasıyla, mimarisiyle, insanıyla, deniziyle renkli bir yaşama ev sahipliği yapıyor. İnsan yaşadıkça seviyor bu memleketi.
Çamlıhemşin’in dimdik yamaçlarında çay toplayan, deli Fırtına Vadisinden ekmek çıkartan, dağların tepesinde yaylacılık yapan, çalışkan insanların burada olmasının sebebi de, gurbette yaşayanların, bu toprakları hiç unutmamalarının sebebi de bu sevgi değil midir?
Bu bölgeye yakışan, heyecan ve ekip ruhu içerisinde yapılması kaçınılmaz olan Rafting de tam da yöre insanının tabiatına uygun bir spor dalıdır. Eğer biraz heyecan ve adrenalin merakınız ve ekip ruhunuz mevcutsa, Raft denilen botlarla kendinizi Fırtına Vadisinin serin, hırçın ve engebeli sularına bırakacağınız tam da size göre bir spor dalıdır; Rafting.
Rafting, akış hızı yüksek nehirler veya dereler üzerinde yapılan bir su sporudur. Raftingde asıl olan; başlangıç noktasından başlayarak parkurun/müsabakanın bitimine kadar içinde bulunan botu devirmeden, kürekle yönlendirerek suyun içinde bulunan engeller ve kayaların arasından geçirerek bitişe varmaktır.
Türkiye’nin eko turizmdeki gözdelerinden olan bölgemizde, son yıllarda bu spora olan ilgi gün geçtikçe artmaya başlamış ve sonucunda içimizden birisini Rafting Milli Takım Antrenörlüğüne kadar yükselmiştir.
Rafting Milli Takım Antrenörlüğüne kadar yükselmiş olan Ardeşen’li kardeşimiz Erdoğan Buçan ile Rafting sporu hakkında konuştuk.
Rafting sporuna başlama yaşı var mıdır, Amatör olarak Rafting yapmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?
Aslında çocuklar bu spora 12 yaşında başlayabilir, 15 yaşlarına geldiklerinde de resmi müsabakalarda yarışabilirler. Bu sporu yapmak isteyen insanlara tavsiyem; yapacakları yeri ve daha da önemlisi yapacakları lider ve rehberleri, şirketleri çok iyi araştırmaları, önceden fikir sahibi olmalarıdır. Bunun yanı sıra ekipmanların kalitesine uluslararası standartlara uygunluğuna bakmalı, ekipman eksiksiz olmalı, güvenlik önlemleri tam olarak alınmalıdır. Tüm bunların amatör bir insan tarafından bilinmesi zor olduğundan, önceden araştırılması ve güvensiz ortamlarda yapılmaması en önemli husustur
Rafting pahalı bir spor mudur, kurslar var mıdır?
Evet maalesef bütün doğa sporları gibi ekipmanları pahalı bir spordur. Ama bu sporu eğlence amaçlı yapacak kişiler zaten hayatlarının bir parçası olmadığı için çok sık yapmazlar. Yapmak istedikleri zaman da turizm amaçlı rafting tesislerine giderler ve belli bir ücret karşılığı tesislerin sağladığı olanaklarla rafting yapabilirler. Kursları genelde bizim gibi hem turizm amaçlı bu işi yapıp, aynı zamanda kulüp olan sivil toplum örgütleri ve federasyonlar düzenlerler. Sporcu adayları için eğitim kampları, antrenör kursları düzenlerler. Devletin Rafting sporuna desteği var mıdır?
İşte en can alıcı soru! İşin aslı şu ki maalesef ülkemizde spor denince akla ilk önce ve büyük ölçüde futbol gelir. Bu branşın dışındakilerde üvey evlattır. Rrafting branşı yazıp çizdiğim onca şeye rağmen maalesef ülkemizde hala gelişmekte olan spor branşları federasyonuna bağlıdır. Burada bahsi uzun süreceğinden yazamayacağım anlamsız nedenlerden dolayı henüz federe özerk bir federasyon olunamadı. Verilen tüm uğraşlara, çalışmalarımıza rağmen, sportif anlamda yeterli devlet desteğini alamamaktayız. Turizm anlamında da durum pek farklı değil maalesef ki, derelerimizin durumu içler acısı, parkurlarımızda insan müdahalesiyle dere yataklarının tahrip edilmesi, bu anlamda verilen dilekçelere kayıtsız kalınması, tesisleşmenin önündeki engeller ve zorluklar başlıca sıkıntılarımız. Elbette ki ilk günlerdeki gibi değil, elbette ki değişen gelişen şeyler var, elbette ki çabalarımız azda olsa sonuç veriyor ve umudumuzu yitirmiyoruz.
Dünyadaki rafting yapılan alanlar ile Fırtına Vadisi’nin zorluk ya da kolaylık anlamında karşılaştırabilir miyiz?
Tabi ki karşılaştırabiliriz. Fırtına vadisi Fırtına deresi dünya standartlarında bir nehirdir. Doğal güzellikleri yanında debisi (sanal bir çizgiden sn.de geçen m3 cinsinden su) zorluk derecesi bakımından dünya sıralamasında ilklere girebilecek yeterliliktedir. Bizim sorunumuz; sadece alt yapı ve tesisleşmededir. Zorluk derecesi olarak mevsimine göre 6.zorluk derecesi ve üstüne çıkabilir. Avantaj bakımından oldukça avantajlı bir nehirdir, sağlık merkezlerine yakınlığı, hava alanına yakınlığı, nehir boyunca uzanan oto yolu çok önemli avantaj sağlar ki, bunlar çok önem arz eden özellikler nadir bulunan avantajlardır. Dediğim gibi tek dezavantajımız alt yapı ve ilgisizliğimizdir.
Fırtına Vadisi’ne kampa giren Milli Takım’ın bölgeye sağladığı katkılar nelerdir?
Bu konuda hiç mütevazi olamayacağım. Bölgeye turizm, spor ve sporcu, reklam, tanıtım olarak ciddi katkılar sağladık. Fırtına deresinin ve çevresinin korunması konusunda ciddi duyarlılık oluşturduk. Derelerde yapılan yanlış işlerin karşısında durduk. Ekolojik dengeye faydalar sağladık. Belki size ironik gelecektir ama fırtına deresi su sporlarında bir merkez olmasa idi sırtlanıp götürülebilir yani yok edilebilirdi. Bütün bunlara rağmen hala daha derenin ve çevresinin ekolojik dengesine ciddi zararlar verilmeye devam edilse de eskisi kadar pervasızca yapılmamaktadır. İl turizm Müdürlüklerinin ve belediyelerin yıllarca yaptıkları tanıtımların fazlasını biz çok kısa zamanlarda yaparak bölgenin adını dünyaya duyurduk. Rafting ve benzeri aktivitelerle bölgenin turizm potansiyelini ciddi ölçüde arttırdık. Bölgeye kazandırılan sporcular millilik unvanı kazanarak okullu olmalarını, eğitim almalarını sağlayarak önlerini açtık.
Türkiye Rafting Şampiyonası nerede yapıldı?
Türkiye Rafting şampiyonasının bir veya en az iki ayağı her yıl mutlaka fırtına vadisinde yapılmaktadır. Mekân ve konaklama noktasında sıkıntılar yaşasak da Türkiye şampiyonaları için yeterli olduğu söylenebilir. Ancak uluslararası şampiyonalar için daha profesyonel organizasyonlar ve tesislerle yeterli hale getirilmelidir. Şu anda yapılmakta olan bir proje var: “Recep Yazıcıoğlu kano ve Rafting parkuru” diye. Bu ve buna benzer profesyonel tesisler, eksik alt yapıların giderilmesi ve iyi bir organizasyonla önce Avrupa şampiyonası bu şampiyonadaki durumumuza göre de bir dünya şampiyonası almamız mümkündür.
Fırtına da Rafting sporunu öğretebilecek kulüp ya da kurslar mevcut mudur?
Bölgemizde, Türkiye de Rafting’e ciddi katkılar sağlamış, milli sporcular ve Antrenörler yetiştirmiş, ciddi organizasyonlara imza atmış kulüplerimiz vardır. Bunlardan DOKADAK ve Ruba Doğa Sporları Kulübü önemlilerindendir. Bunların yanı sıra, Federasyonlarımızın mutlaka belli dönemlerde Fırtına Vadisinde düzenledikleri eğitim kampları da vardır. Zaten bu eğitim kamplarının büyük çoğunluğunun tertip ve planlamasında ekibimle birlikte ben eğitmen olarak bulunmakta, görev almaktayım.
Kaynak; Çamlıhemşin Dergisi 2. Sayı Sayfa; 84