MADALYA İLE ÖDÜLLENDİRİLEN ÇAMLIHEMŞİNLİLER

Aşağı Kaydırın
ÇAMLIHEMŞİN DERGİ 4.SAYI
  • 48
Yazı Boyutu:
Yazdır

Madalya ile Ödüllendirilen Çamlıhemşinliler

    Çamlıhemşinliler ve başarı. Bu iki özdeş kavram söz konusu olunca en öncelikli olarak Çamlıhemşinlilerin Rusya gurbetçiliği macerasından yola çıkılarak ilk anda günümüzde de sürdürmekte oldukları pastacılık ve fırıncılık alanındaki ticari başarıları akla gelebilir. Ancak Çamlıhemşinlilerin Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki bu başarıları, sadece ticari alan ile sınırlı değildi. Sosyal hayattaki faaliyetleri ile de Çamlıhemşinliler, arşiv belgelerinde kendilerinden söz ettirmişlerdir. Çamlıhemşinlilerin sosyal hayattaki faaliyetleri sonucunda kazandıkları başarıların en somut örneği ise çeşitli Osmanlı madalya ve nişanları ile ödüllendirilmeleriydi.

 
MECİDİ NİŞANI

    Batı devletlerinde olduğu gibi İslam dünyasında da sıkça kullanılan ve bir başarı armağanı olarak ön plana çıkan madalya ile ödüllendirme sisteminin Osmanlı İmparatorluğu’nda kullanımı bir hayli yaygındı. II. Mahmut döneminde başlayan bu uygulamada Mecidi nişanı, şefkat nişanı, Rabia nişanı bu doğrultuda kullanılan bazı madalyalardı. Bununla birlikte madalya ile ödüllendirme geleneği Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra da sürmüştür. Cumhuriyet döneminin ilk madalyası olan İstiklâl madalyası bu ödüllendirme sistemin bir başka örneğiydi.

    Bu madalya ve nişanların isimleri, nitelikleri içinde bulunulan döneme, başarı kazanan kişinin cinsiyetine, kazanılan başarının niteliğine göre değişmekteydi ve madalyalar da bu doğrultuda derecelendirilmekte ve farklılaşmaktaydılar. Örneğin iftihar nişanının lağvedilmesiyle birlikte, 29 Ağustos 1852 tarihli bir kanunname ile kullanım esasları ortaya konulan ve Batı tarzındaki ilk nişan olan Mecidi nişanı birden beşe kadar sıralanan derece / rütbeden oluşmaktaydı. Birinci rütbesinin 50, ikinci rütbesinin 150, üçüncü rütbesinin 800, dördüncü rütbesinin 3000, beşincisinin 6000 olmak üzere toplam 10.000 adet olarak hazırlanmıştı. Bu nişan kaydıhayat olmak üzere veriliyordu yani nişan sahibi kişi ölünce hazineye teslimi yapılıyordu. Bu nişanın asılması ise derecesine göre değişmekteydi. Örneğin alt kısımda ismi geçen beşinci rütbeden Mecidi nişanı göğsün sol tarafına asılmaktaydı

    Makalemizdeki bir diğer ismi geçen ve milli mücadele sırasında cephe ilerisi ve gerisinde başarı gösteren asker ve sivillere verilmek üzere çıkarılmış olan İstiklal madalyasının niteliği de, yine aynı şekilde Mecidi nişanı gibi, gösterilen başarıya göre farklılaşmaktaydı. Bu anlamda savaşa fiilen katılanlara kırmızı, cephe gerisinde çalışanlara beyaz, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine yeşil kurdeleli pirinç madalyalar verilmiştir.   

   
NECATİ MEMİŞOĞLU'NUN MADALYALARI İSTİKLAL MADALYASI

    Bugüne kadar ki araştırmalar sonucu ortaya çıkan bilgiler doğrultusunda bu madalya (İstiklal madalyası) ve nişanlara (Mecidi nişanı) layık görülen kişiler; Çamlıhemşin ilçesinin Şenyuva (Çinçiva) Köyü Burumoğlu ailesinden, Ali Efendizade Emin Efendi yine aynı köyden Hervenikoğlu ailesinden Mehmet Necati Memişoğlu, Zilkale (Koluna) Köyü Kavalazoğlu ailesinden Kasım Efendi ve Ülkü (Mollaveyis) Köyü Kürdoğlu ailesinden Ziya Hurşit’tir. Tüm bu açıklamalar doğrultusunda Çamlıhemşin ilçesinden madalya ve nişan ile ödüllendirilen bu dört kişiden ikisinin Şenyuva (Çinçiva), diğer iki kişinin ise Ülkü (Mollaveys) ve Zilkale (Koluna) köylerinden oldukları söylenebilir. Bu kişilerden ikisinin (Burumoğlu Emin Efendi ve Kavalazoğlu Kasım Efendi) Osmanlı döneminde çeşitli nişanlar ile ödüllendirildiği, diğer iki kişinin (Kürdoğlu Ziya Hurşit ve Hervenikoğlu Mehmet Necati Memişoğlu) ise Cumhuriyet döneminde madalyaya layık görüldüğü anlaşılmaktadır.    

   
ZİYA HURŞİT NECATİ MEMİŞOĞLU

Geçmişte çeşitli madalyalar ile ödüllendirilen Çamlıhemşinliler, günümüze kadar ortaya çıkan belgelerdeki bilgilerden yararlanarak kronolojik sıra ile ele alındığında konu ile ilgili belgeler arasında ilk karşılaşılan isim, Çamlıhemşin ilçesinin Şenyuva (Çinçiva) Köyü Burumoğlu ailesinden Ali Efendizade Emin Efendi’dir. 19. yüzyıl başına ait Hemşin nüfus defterinde aile lakabı Burmaoğlu olarak geçen ailenin bugünkü soyadları Burum ve Burumoğlu olup, Burumoğlu Emin Efendi ile ilgili bilgilere Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki 1885 tarihli ve HR.TO.. 336 - 16 & İ..HR.. 297 - 18776 kodlu belgelerden yararlanılarak ulaşılmıştır. Bu belgelerden ortaya çıkan bilgilere göre ailenin Rusya gurbetçilerinden olup, Çarlık Rusyası’nın Rostov şehrinde ticari faaliyette bulunmuş olan Emin Efendi, tarihte 93 Harbi olarak da anılan 1877 - 1878 Osmanlı - Rus Harbi sonucunda Ruslara esir düşen ve fakir haldeki Osmanlı tebaasına Rostov şehrinde bulundukları müddetçe erzak ve sığınma yeri sağlamış olması dolayısıyla, 28 Şubat 1885 tarihi itibariyle İstanbul’da bulunan Rostov Konsolos vekilinin bu konudaki yazısı doğrultusunda beşinci rütbeden Mecidi nişanı ile ödüllendirilmiştir.

   
  1. yüzyıl başına ait Hemşin nüfus defterinin Şenyuva (Çinçiva) Köyü ile ilgili bölümünde Burumoğlu aile lakabı Burmaoğlu olarak belirtilmektedir (NFS.d.. 1136).
Hemşin nüfus defterinin temize çekilmiş ikinci (temize çekilmiş) nüshasında Burumoğlu ailesi üyeleri (NFS.d.. 1137)


   
Burumoğlu Ali Efendizade Emin Efendi’nin, izini olarak İstanbul’da bulunan Rostov konsolos vekili tarafından Mecidi nişanı ile ödüllendirilmesi isteği ile ilgili belge (HR.TO.. 336 - 16) Ali Efendizade Emin Efendi’ye nişan verilmesi ile ilgili Başbakanlık Osmanlı Arşivi belgesi (İ..HR.. 297 - 18776) 

 

   
Ali Efendizade Emin Efendi’ye nişan verilmesi ile ilgili Başbakanlık Osmanlı Arşivi belgesi (İ..HR.. 297 - 18776)  Ali Efendizade Emin Efendi’ye nişan verilmesi ile ilgili Başbakanlık Osmanlı Arşivi belgesi (İ..HR.. 297 - 18776)

 Madalya ile ödüllendirilen Çamlıhemşinliler konusu ile ilgili olarak belgelerde ismi geçen bir diğer kişi Çamlıhemşin ilçesinin Zilkale (Koluna) Köyü Kavalazoğlu ailesinden Kasım Efendi’dir. Aslen Bahçeli Konaklar (Habak) Mahallesi’ndeki Okumuşoğlu ailesinden ayrılmış ailenin bugünkü soyadları Daşgün olup, ailenin Rusya gurbetçilerinden olan Kasım Efendi, Çarlık Rusyası’nın Novorosisk şehrinde ticari faaliyette bulunmuştur. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde aile ile ilgili 1899 tarihine ait belgelerdeki (İ..TAL. 158 - 1316) bilgilere göre Kasım Efendi öncelikli olarak Osmanlı askeri kuruluşlarına 200 Rublelik bir yardımda bulunması dolayısıyla bir madalya ile ödüllendirilmiştir. Bundan sonraki süreçte de yararlı faaliyetlerine devam eden Kasım Efendi, öteden beri tütün ziraatı ile meşgul bulunan Osmanlı topraklarındaki kişileri, tefecilere karşı korumayı kendisine bir görev edinmiş, Novorosisk şehrindeki Osmanlı tebaasının menfaatlerinin korunmasına çalışmış, buradaki asker kaçaklarının yakalanması bakımından Novorosisk Konsolosluğu’nu bilgilendirmiş, Novorosisk şehrindeki gerek Müslüman kabirlerinin korunması ve gerekse burada cami ve okul inşaatı yapılması konusunda maddi yardımlarda bulunmuştur. Osmanlı Hariciye Nezareti’nden (Dışişleri Bakanlığı’ndan) Sadaret’e (Başbakanlığa) gönderilmiş olan yazılar doğrultusunda kendisi beşinci rütbeden Mecidi nişanı ile ödüllendirilmiştir.  

Osmanlı döneminde madalya ile ödüllendirilen Çamlıhemşinlileri bu şekilde ele aldıktan sonra Cumhuriyet dönemi ele alındığında Çamlıhemşin ilçesinin Şenyuva (Çinçiva) Köyü Hervenikoğlu ailesinden Necati Memişoğlu’nun (1879 - 1959) İstiklal madalyası ile ödüllendirildiği, Necati Memişoğlu’nun torunu Tevfik Uysal’ın Çamlıhemşin dergisinin üçüncü sayısında yayınlanmış olan açıklamalarından anlaşılmaktadır. Nitekim kendisi, dedesinin ikisi Osmanlı zamanında olmak üzere toplam dört madalya ile ödüllendirildiğini ifade etmiş, bu madalyalardan birisinin kırmızı yeşil şeritli İstiklal madalyası ve diğerinin de Balkan Harbi sırasında Almanlar tarafından verilen Alman Şeref madalyası olduğunu belirtmiştir. Necati Bey’e madalya verilmesi konusu ile ilgili olarak Muzaffer Arıcı da “Arşivden Seçmelerle Genişletilmiş Her Yönüyle Rize” adlı kitabında Necati Bey’in Sakarya Savaşı’nda Mustafa Kemal Paşa’dan bir müfreze asker isteyerek yedi düşman bataryasını esir aldığını ifade etmektedir. Yusuf Karslıoğlu da “Doğu Karadeniz Tarihi Otokton Halkları ve Etnik Yapısı” adlı kitabında 26 Ağustos 1922 - 30 Ağustos 1922 tarihleri arasındaki Başkomutanlık Meydan Muharebesi ya da bir başka ifadeyle Dumlupınar Meydan Muharebesi’nde bir tepedeki Yunan topunu, yedi erimizle birlikte teslim almasından dolayı kendisinin kırmızı yeşil şeritli İstiklal madalyası ile ödüllendirildiğini belirtmektedir. Bu bilgilere ek olarak Fahri Çoker “Türk Parlamento Tarihi” adlı eserinin 3. cildinin 720. sayfasında Necati Memişoğlu’nun 17 Mart 1924 tarihli Meclis kararıyla Kırmızı - Yeşil şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmiş olduğunu belirtmektedir.

Üst kısımda sayılan bu üç kişi dışında yine İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmiş olan bir diğer kişi Çamlıhemşin ilçesinin Ülkü (Mollaveyis) Köyü Kürdoğlu ailesinden 1. Dönem Lazistan Mebusu Ziya Hurşit’dir (1900 - 1926). Ziya Hurşit’in madalya ile ödüllendirilmesi hususu 6 - 11 Ocak 1921 tarihleri arasında I. İnönü Savaşı sırasında göstermiş olduğu ve Cumhuriyet Arşivi belgelerine yansıyan kahramanlığına dayanmaktadır. Buna göre Ziya Hurşit bu savaşta düşman siperlerine 300 metre yaklaşmıştır. Ziya Hurşit’in gösterdiği bu cesaret üzerine kendisinin İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmesi hususu Müdâfa-i Milliye Vekâletince (Milli Savunma Bakanlığınca) 11 Haziran 1923 tarihli bir yazı ile teklif edilmiş ve kendisinin ödüllendirilmesi hususu İcra Vekilleri Heyeti (Bakanlar Kurulu) tarafından 5 Ağustos 1923 tarihinde kararlaştırılmıştır. Ancak sonradan Heyet-i Vekiliye (Bakanlar Kurulu) tarafından alınan bu karardan vazgeçilmiştir.      

  

 Kaynak; Çamlıhemşin Dergisi 4. Sayı Sayfa; 78

 

 

Önceki YETİM HOCA
Sonraki ÇAMLIHEMŞİNDE TÜRK DAMGALARI