ÇAMLIHEMŞİNDE TÜRK DAMGALARI
Genel olarak damgalar bir kültürel yapının adeta DNA’ları ve sosyal genetizmin mimarlarıdırlar. Damga adı altında anılan bütün kültür unsurları, tarih öncesi çağlardan günümüze kadar varlığını değişerek ve gelişerek de olsa sürdürmüştür. Damgalar; kaya, ağaç, deri, dokuma, halı-kilim, hayvanlar, süs eşyaları, işlenmiş maden, çanak-çömlek, mimari yapılar, bayrak ve tuğlar, giyim, silahlar, zırhlar, mezar tasları vs. gibi çok geniş kullanım alanlarında silinmez izler olarak günümüze kadar ulaşmıştır. Damgalar, özellikle Türk boylarında hayvanların çeşitli yerlerinde tanımlayıcı işaretler olarak görüldüğü gibi, Orta Asya steplerinde ve Kafkaslarda; kozmogonik, mitolojik, dinsel, ekonomik ve kültürel anlamlar da içeren geniş kapsamlı iletişim aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. Damgaların ilk olarak bir eserde sistematik halde sunulması Kaşgarlı Mahmud tarafından ünlü Divân-ü Lügâti’t Türk adlı eserde yapılmıştır. Kaşgarlı Mahmud 'a göre, damga kullanan Oğuz boyları şunlardır; Kayı, Yazır, Avşar, Bayındır, Salur, İğdir, Bayat, Döğer, Kızık, Peçenek, Eymür, Büğdüz, Alkaevli, Dodurga, Beğdili, Çuvaldar, Ulayundlu, İva, Karaevli, Yaparlı, Karkın, Çepni, Yüreğir ve Kınık.
Çamlıhemşin bölgesi genel olarak sahip olduğu sıkı orman dokusu nedeniyle genel olarak bütün arkeolojik alanlarda olduğu gibi kaya resimleri ve damga konularında da esaslı bir sistematik çalışmaya tabi tutulmamış ve bu yüzden de bu alanda büyük bir boşluk oluşmuştur. Özellikle Orta Asya kökenli İskitler ve Kimmerler gibi Türk boylarının çok erken dönemlerde yöreye yerleşmiş ya da yöreden geçmiş olması, Orta Asya kökenli damgaların yöremizde sıkça kullanılmasını mümkün kılmıştır. Çamlıhemşin’de tespit edilen damgaların Osmanlı İmparatorluğu döneminde İslam kültürü ile etkileşmesinden kaynaklanan etkiler bariz olarak göze çarpmaktadır. Şöyle ki birçok damga veya sembol, İslami ritüel ve yazılarla birlikte kullanılmış, hatta söz konusu damga ve semboller dini mabetlerde yoğunlukla tercih edilmiştir.
Çamlıhemşin ilçesinde tespiti yapılan başlıca figürleri görsel örnekler eşliğinde irdelersek;
KOÇ DAMGALARI
Koç ve dağ keçisi figürünün Orta Asya’dan Balkanlara kadar geniş bir alanda kaya çizimlerinde görülmesi, bu hayvanlarla ilgili inanış ve kültürün muazzam bir altyapıya sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Gerek günlük hayatın idamesi bakımından olağan bir av hayvanı olması, gerekse birçok hikâye, masal ve halk destanında keçi/koç temasının sıkça işlenmesi bu hayvanlara ait sembollerin damga olarak da kullanılmasına sebep olmuştur. Çamlıhemşin’de birçok konak girişinde; kötü ruhlardan, felaketlerden ve uğursuzluktan koruduğuna inanılan “koç/keçi boynuzunun” kullanılması bu çok eski kültürden kaynaklanmaktadır. Çamlıhemşin’de Mollaveys ve Aşağı Viçe’de birer koçbaşlı taş heykellerin bulunduğu da unutulmamalıdır. Ayrıca Çamlıhemşin konaklarının büyük çoğunluğunda kapı menteşelerinde istisnasız koçbaşı sembolize edilmiştir.
|
Demircioğlu Ağalar konağında kapının hemen üzerine takılmış olan keçi boynuzu, Tobira Mevkii,Aşağı Şimşirli Mah.
|
Sol ucunda kurt başının, sağ ucunda koçbaşının sembolize edildiği demir menteşe, Aşçıoğlu konağı, Kısmen Mah. Y.Şimşirli köyü | Ayder-Huser yaylası yolunda çam ağacında kazıma yöntemi ile oluşturulmuş koç damgası, Ayder |
ÖLÜMSÜZLÜK DAMGALARI
Ölüp diğer hayata ve doğal olarak ölümsüzlüğe doğru yolculuğa çıkan ruhu sembolize eden insan motifli çizimlerden Çamlıhemşin’de bir adet tespit edilmiştir. Bu çizimde ruhu sembolize eden insan figürünün yanında “hayat ağacı” motifinin de olması oldukça manidar görünmektedir. Çizimde ruha ait el ve ayaklar orta bölümde detaylı olarak ayrıca çizilmiştir. Ruh tasvirinde ölünün ellerinin göğe doğru yönelmiş olması Göktanrı’ya kavuşma isteğini ve belki de duayı, ayakların toprağa basıyor olması da ata köklerine olan bağı sembolize etmektedir.
Hayat ağacı ile birlikte tasviri yapılan insan ruhu çizimi, Başyayla Yaylası |
Başka sembollerle desteklenen yelkenli gemi motifi ise, o sembollerle ortak bir anlam ifade etmekte ve yine dolaylı olarak sonsuz yolculuğa ve ölümsüzlüğe vurgu yapılmaktadır. Aşağıdaki örnekte “hayat ağacı” ve “ay-yıldız” motifleri ile birlikte çizilen gemi motifi, Göktanrı’ya ve onun nezdinde ölümsüzlüğe ulaşmak için yapılacak olan yolculuğu sembolize etmektedir.
Hayat ağacı, Kolkhis Güneşi ve Ay-Yıldız motifleri ile birlikte kullanılarak sonsuzluğa, ölümsüzlüğe ve Göktanrı’ya yapılacak olan soyut yolculuğu sembolize eden gemi motifi, Karmik Yaylası, Çamlıhemşin |
ÜÇOK DAMGALARI
Toplamda 24 boydan oluşan Oğuz boyları, genel itibariyle Üçoklar ve Bozoklar adı altında iki grup olarak kategorize edilmektedir. Bozoklar; Günhan, Ayhan ve Yıldızhan olarak üç kola ayrılmaktadır. Üçoklar ise Gökhan, Dağhan ve Denizhan olarak üç kola ayrılmaktadır. Bunlardan Gökhan kolundan Peçenek (Kıpçak) ve Çepni boylarından, Denizhan kolundan ise Salur ve Büğdüz boylarından türeme sülalelere Hemşin bölgesinde sıkça rastlanmaktadır. Üçoklar kolundan gelen bu ailelerin konaklarındaki menteşelerde “üçok” tasviri özellikle tercih edilmiştir. Bilindiği üzere kapı, pencere ve dolap menteşelerinde demircilik sanatının sonucu olarak öküz başı, koçbaşı, koyun başı, kurt başı ve hilal gibi sembollerden başka bağlı bulunan boyu sembolize etmek için üç adet oktan oluşan özel menteşeler kullanılmıştır. Bu üç ok motifli menteşelerden Çamlıhemşin’de 120’ye yakın konakta tesadüf edilmiştir.
Bozacıoğlu konağında uçları sola bakan Üçok’lu menteşe, Kavak (Mikron) Mah. |
Melekoğlu konağında uçları sağa bakan Üçok’lu menteşe. Y.Çamlıca (Y.Viçe) Mah. | Şişmanoğlu evinde uçları sola bakan Üçok’lu menteşe. Ortadaki okta ayrıca koç boynuzları dikkat çekmektedir. Kaplıca (Holco) Mah. |
AY YILDIZ DAMGALARI
Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti devletinin resmi bayrağında da kullanılmış olan hilal ve yıldız simgelerinden oluşan sembolik tasvir, bilinenin aksine çok eski bir semboldür. Orta Asya’da M.Ö. 5000’li yıllara dayanan kaya resimlerinden başlayıp daha sonraki Şaman davullarında da benzer şekilde tasvir edilen Ay-Yıldız motifleri, Asyalı Türk-Moğol halklarının evren tasarımı hakkında bilgiler sunmaktadır. Bu motif Göktürkler, Gazneliler ve Selçuklular devrine ait sikkelerde de kullanılmıştır.
Ay-Yıldız motifi genel olarak Osmanlı devletinde de kullanılmış olduğundan yöremizde Cumhuriyet öncesine dayanan birçok konak ve eşya üzerinde sıklıkla karşılaşılan bir semboldür. Bu sembol tek başına kullanıldığı gibi, genellikle başka sembol ve şekillerin arasında da kullanılmıştır.
Kasahoğlu konağında kabartma tekniği ile yapılmış olan Ay-Yıldız damgası. Şenyuva (Çinçiva) köyü, Çamlıhemşin |
Demircioğlu Ağalar konağında kapının hemen sağ üst köşesine oyma usulü ile yapılmış yıldız tamgası, |
Kibaroğlu konağı duvarında bulunan kabartma tekniği ile yapılmış olan ortada tek yıldızlı iki hilal damgası. |
TÜRK BEREKET DAMGALARI
Bazı damgaların kullanım amacı ise tamamen fiili olarak yaşanılan dünya ile ilgilidir ve bereketi, verimliliği ve yaşamın idamesini sembolize etmektedir. Bu tür damgalar evlerde kullanıldığında neslin devamını, ağaçta kullanıldığında o ağaçtaki kovandan verimli bal sağımını, serenderlerde kullanıldığında yemiş ve meyvelerin bereketini, camilerde kullanıldığında ise imanın ve ibadetin bolluğunu sembolize etmektedir.
Camide Tatar Bereket Damgası, Mikron Camii |
Coverni mezresindeki meşe ağacında Kıpçaklara ait Bereket damgası, Habak |
DİĞER TÜRK BOY DAMGALARI
Çamlıhemşin’deki bazı aileler bağlı bulundukları boy ya da oymaklara ait damgaları hiç bozmadan aynı şekilde kullandıkları gibi bazı aileler ise sembol üzerinde değişiklikler yaparak kullanmışlardır. Ancak bu tür damgalar genel hatlarıyla ait olduğu boyun izlerini taşıdığı için rahatlıkla anlaşılmaktadır.
Coverni mezresinde meşe ağacında Salur damgası, Habak | Polatoğlu konağında Osmanlıca tarih ve yazılarla birlikte kullanılan daire içinde noktadan oluşan Ant Damgası, Şenköy (Amokta) köyü |
Ayder-Huser yolu üzerinde çam ağacına kazınmış özgün aile damgası, ayder |
Kibaroğlu konağının duvarında Büğdüz damgası. Şenyuva (Çinçiva) köyü | Kavak köyü patikasında gürgen ağacına kazınmış özgün aile damgası. Damganın iki çapraz Döger damgasının birleşiminden oluşmuş olması muhtemeldir. Kavak Mah. | Ayder-Huser yolu üzerinde çam ağacına kazınmış olan Ek damgası, Ayder |
ÖZGÜN AİLE DAMGALARI
Yöremizde damga kullanma kültürü kökenini çok eski dönemlerden almakla birlikte, genel olarak sahiplenme ve aidiyeti işaret etme amaçlıdır. Örneğin ormanlık mevkilerdeki asırlık ağaçlarda damga kullanımı, birçok açıdan çok değerli olan ağaçların başkalarına ait olan ağaçlarla karışmaması, üzerlerindeki arı kovanlarının muhafazası ve genel olarak ağacın sahibinin belli olması amacıyla kullanılmıştır.
Ailelerin kendilerini ifade ve işaret eden semboller kullanması, eskiden gelen köklü bir Türk kültürü olduğu gibi, günlük hayatın gerekliliği olarak da ortaya çıkmış bir eğilimdir. Aslında aile damgaları, o ailenin bütün fertlerini ifade eden bir çeşit imzadır. Bu tür ailelere özgü damgalar ağaçlar dışında konak duvarlarında, serenderlerde, değirmenlerde, arı kovanlarında, şömine taşlarında, hayvanlarda, yerel dokuma kilim ve çoraplarda dahi görülebilmektedir. Konak, serender ve şömine taşları gibi eserlerde damga kullanımı sahiplikten ziyade gurur duyulan gösterişli yapıya imza koyma ve imzayı ailenin gelecek nesillerine aktarma amaçlıdır.
Aşçıoğlu konağında uçları aşağı bakan hilal içinde ata binmiş insan damgası, Y.Şimşirli (Kısmen) köyü |
Kürdoğlu konağında hayat ağacı birlikte kullanılan sola bakan hilal içinde nokta damgası. Bir Tatar damgası olan aşağı bakan hilal içinde nokta damgasının yönü değiştirilerek kullanılmış olması muhtemeldir. Şenköy (Amokta) köyü |
Kaynak; Çamlıhemşin Dergisi 4. Sayı Sayfa; 82