ÇAMLIHEMŞİN’DE KADIN OLMAK…
|
- Muhtar Azası…
- Ziraat Odası Yönetim Kurulu Üyesi…
- Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının düzenlediği “Kadın Çiftçiler Yarışıyor” bilgi ve proje yarışmasında Rize İl 1.si olan…
- Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının düzenlediği “Dünya Çiftçi Kadınlar” günü münasebetiyle düzenlenen “Kırsal Alanda Kadın” Çalıştayı’na katılan 800 kişinin arasından 20. kişi olan Birgül Orhan ile sizler için görüştük.
1955 yılında Hodeçur Yaylasında dünyaya geldim Lazaloğlu ailesine mensubum. Araştırmalarıma göre 200 yıllık bir geçmişe sahibiz. Yüzyıllardır bu topraklarda yaşamak beni bu toprağın bir parçası haline getirdi. Dolayısıyla bu topraklar benim olmazsa olmazım. Türkiye’nin köyden kente göçüşleri esnasında hiçbir suretle buradan ayrılmayı düşünmedim. Varlığımı burada hissediyorum. Bu göç sürecinde kentsel nüfus patlaması, issizlik kültür çatışmaları bir araya geldiğinde kırsal kesim insanı kentte sıkıştı. Ne köylü olabildi ne kentli. Şimdi görüyorum ki geri dönüşler başladı. Bu ara süreçte bunları net olarak gözlemledim. Her şeyin insanın var olduğu yerde olabilirliğine daha güçlü inandım. Kendimi geliştirebildiğim ölçekte bulunduğum bölgede var olan değerlerimizi korumak, katkıda bulunmak yeni istihdam alanları yaratmak, kültür ve turizm için bölgemizin zenginliğini öne çıkarmak adına yönetim, üretim gibi pek çok konuların içinde olmak benim görevim olduğunu düşünüyorum.
Çamlıhemşin’de kadın olmak zor mu?
Karadeniz kadınının her zaman işi zordur. Bölge koşullarından dolayı tarım, hayvancılık başlıca geçim kaynağı olduğu için ve arazi yapısının zor olduğu bir bölge de kadını bırakın bu bölgenin insanı için doğa koşulları hep zordur. Bu soruda sosyal statü olarak kadını sorarsanız bana bölgede geçmişten bu yana gelenekçi yapı yoktur. Bizler bu konuda Türkiye’de en şanslı kadınlarız.
Kadın çiftçi yarışıyor yarışmasındaki başarınızı neye borçlusunuz?
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Rize Tarım İl Müdürlüğünün düzenlediği “Kadın Çiftçiler Yarışıyor” programına 11 İlçe temsilcisi arasından Çamlıhemşin’i temsil etmeyi hak kazanarak birinciliği kazandık. Kars’ta aynı proje kapsamında bölge yarışmasında dördüncü olduk. Yarışmaya gireceğim zaman hayatımda ilk kez resmi daireye gidiyordum. Polisten askerden ödümüz patlıyordu. Rize İl Tarım Müdürlüğü’nde bana 21 kitap verdiler. Bunlar çalışılacak, bunlardan yarışma yapılacak denildi. Kitapları onbeş yirmi gün içinde gece gündüz çalışarak bitirdim. Yarışmadan bir gün önce çok rahatsızlandım. Yarışmaya Atilla Güneri beni zorla götürdü. Hasta halimle yarışmaya katıldım, soruları hiçbir şeyi hatırlamıyorum. Soruları yanıtladım ve sonuçta birinciliği kazandık. Bu bölge kadının başarısıdır diye düşünüyorum. Onlar adına yarıştım ve tarımla ilgili bilgi ve becerilerimi bölgemizi temsilen duyurmak adına başardım. Programa katılmaya giderken Çamlıhemşinlilere özel baş bağlama geleneği olan şifon ve şay’ımı takarak gittim, Bakan Mehti Eker’den plaketimi aldım. Şu anda halen seracılık, arıcılık, kayın mantarı, hayvancılık ve tarımla ilgileniyorum. Başarımı tarımla, doğayla bu kadar iç içe yaşayışıma borçluyum.
Rize’nin kadın girişimcilere verdiği destekleri yeterli buluyor musunuz?
Yeterli bulmuyorum, bölge için tarım, hayvancılık, flora yapısı v.b. konularda fizibilite çalışmaları yapılıp bölgeye özel koşullar dikkate alınarak uygulanabilir yeni sosyal kırsal projeler yazılmalı ve bu projelerin hayata geçirilmeleri doğrultusunda gereken lojistik ve finansal desteklemeler yapılmalı, diye düşünüyorum.
Organik tarım son yılların çok konuşulan konusu, bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Bölgemiz organik tarım için bence Türkiye’deki en bakir bölgedir. Buradaki peynir, yağ, bal, sebze, meyve ve benzer birçok ürünümüz çok zaman geçmeden Türkiye genelinde bir numara olacaktır. Bunun için çok çalışma yapılması gerekmektedir. Eğitim, üretim, pazarlama, destek gerekmektedir. Bölge yeterli bilgi ve birikime sahip değildir. Dünyada artık ekolojik dengelerin bozulması nedeniyle her konuda doğal ürün ve üretimi öne çıkarmıştır.
Ziraat Odası’nda yönetim kurulu üyeliğiniz nasıl başladı?
Ziraat Odası’na üyeliğim benim isteğim ile değil, bölgenin ortak isim olarak beni düşünmeleri ve Muhtarımız aracılığıyla üye olmam önerisiyle gerçekleşti. Yaptığım her işi severek, zevk alarak ve keyifle yaptığım için başardığımı düşünüyorum. Yeni bilgilere açık olmak, kendimi geliştirmek ve öğrendiklerimi birileriyle paylaşmak beni mutlu ediyor. Bu sebeple yorulduğumu hiç hissetmiyorum.
Zordur kadın olmak, sıralanmış dağların arasından geçen zor patikalar gibidir yaşamları.
Coşkundur, hırçındır, inatçıdır.
Deresinden ağıt yakar, türkü söyler,
Toprağından çayını alır, belini büker,
Vadisinden yeşile bakar, gönül işler.
Karadeniz’in iklimi işlemiştir bedenlerine,
Fırtınalar kopar yüreklerinde,
Gurbetteki eşlerini bekler, çocuklarına iyi bir anne, kocalarının evlerinde iyi bir gelin, baba evlerinde iyi bir kız, oldukları yeri kalkındırırlar. Yorulmazlar, dur durak nedir bilmezler. Her işi görev edinirler. Doğayla bir bütündür. Ancak üzgün olmaktansa, öfkeli olmayı yeğlerler…
İnat ve azimdir hep kazanan.Kaynak; Çamlıhemşin Dergisi 4. Sayı Sayfa; 44