BÖLGE TARİHÇİMİZ MURAT ÜMİT HİÇYILMAZ

Aşağı Kaydırın
ÇAMLIHEMŞİN DERGİ 6.SAYI
  • 59
Yazı Boyutu:
Yazdır

BÖLGE TARİHÇİMİZ; MURAT ÜMİT HİÇYILMAZ

Murat Ümit Hiçyılmaz; uzun zaman önce yazılarını ÇAMLIHEMŞİN Dergisinde değerlendirdiğimiz, tanıştıktan sonra ise ortaya koyduğu çalışmalarla, bölge tarihine ciddi anlamda katkı yaptığına inandığımız ve sık sık kendisine danıştığımız genç bir arkadaşımızdır.

Kendisinin makalelerini KALİF Dergisinde de yayınlamıştık. Yayınlamış olduğu kitapları ile çok verimli çalıştığına ikna olsak da saha çalışması yaparken kendisini görme imkânı bulamamıştık. Bu fırsatı Çamlıhemşin Mezar kitabeleri çalışmasında yakaladık ve kendisi ile bazı yerleri beraber ziyaret etme fırsatı bulduk. Birçok kitabında ortak çalıştığı İshak Güven Güvelioğlu’nun da bölge tarihimize olan katkılarını unutmamak lazım.
 Bu kadar genç olup, bu kadar araştırma heyecanı ve hevesi ile dolu olmaları açıkça bizleri çok etkilemektedir. Kendileri bölge tarihi konusunda artık otorite kabul edilebilecek düzeydedirler.

Murat Ümit Hiçyılmaz’ın, bölgemizi ilgilendiren ÇAMLIHEMŞİN SEYAHATNAMESİ kitabının ardından ÇAMLIHEMŞİN MEZAR KİTABELERİ kitabı da piyasaya çıkmıştır.
Bizlere kim olduğunu sıkça sorduğunuz bu değerli araştırmacı arkadaşımızı bizler bu sayımız da  sizlere tanıtmak istedik.
Öncelikle çıkartmış olduğu kitaplarla başlayalım ki nasıl bir kişiden bahsettiğimiz daha iyi bilinsin.
Muhtelif dergilerde de birçok makalesi bulunan Hiçyılmaz’ın yayınlanan eserleri şunlardır:

*Rize Hemşin İlçesi Tarihi Mezar Kitabeleri, Kaknüs Yayınları (İshak Güven Güvelioğlu ve Mustafa Gürdal ile, İstanbul 2011),
*Rize-Pazar Başköy Tarihi (Rize 2011),
*Pazar Nüfus Kütüğü 1842-Pazar Sülaleleri (İstanbul 2011),
*Ardeşen Nüfus Kütüğü 1842-Ardeşen Sülaleleri Ardeşen Belediyesi Kültür Yayınları (Rize 2011),
*Rize Ardeşen İlçesi Tarihi Mezar Kitabeleri, Ardeşen Belediyesi Kültür Yayınları (İstanbul 2012),
*Rize Pazar İlçesi Tarihi Mezar Kitâbeleri, Pazar Belediyesi Kültür Yayınları (İstanbul 2013),
*Ardeşen’in İnsanları 1835 Nüfus Kayıtlarına Göre Ardeşen Sülale Envanteri, Dergâh Yayınları, (İstanbul 2013),
*Fındıklı Seyahatnamesi: Fındıklı’dan Viçe’ye Yolculuk, Dergâh Yayınları (İstanbul 2014),
*Çayeli’nden Oyani: 1835 Arhavi, Hopa, Fındıklı Nüfus Kayıtları, Dergâh Yayınları, (İstanbul 2015).
*Çamlıhemşin Seyahatnamesi, Dergâh Yayınları, İstanbul 2018
*Güneysu Seyahatnamesi, Güneysu’dan Potamya’ya Yolculuk, REVAK Yayınları, İstanbul 2019
*Rize ili Çamlıhemşin ilçesi Mezar Kitabeleri, ÇAMDER yayıncılık, Ankara 2021

kitaplarından  bir potpori resim yapılabilir.
 
İşte kendi ağzından bölgemizin tarihçisi Murat Ümit Hiçyılmaz.

Ben, Pazar’ın Başköy köyündenim. 1981 doğumluyum. Lisans eğitimim Çevre Mühendisliği bölümünden, yani yaptığım bu tür işlerle hiçbir alakası olmayan bir eğitime sahibim. İş hayatına İstanbul’da atıldım. Ümraniye Belediyesinde iki yıl kadar mühendis olarak çalıştım. Ama memleket hasretine daha fazla dayanamayarak ilk fırsatta memleketime temelli yerleştim. Şu an ÇAYKUR’un bir fabrikasında Teknik Kısım Müdürü olarak memuriyetimi icra ediyorum. Evliyim ve iki çocuk babasıyım.

YÖRE TARİHİNE İLGİ DUYMA

Aslında çocukluğumdan beri eski hikâyelere, lise ve üniversite dönenimde ise tarihin kendisine ilgi duymaya başladım. Üniversite yıllarında özellikle tarih konularında çok fazla kitap okuyor ve bir taraftan da kitap koleksiyonu yapmaya çalışıyordum. İstanbul’da yaşadığım dönemde yöre tarihine ilgim artmaya başladı, algımı tamamen bu yöne tahsis ettim ve yöre tarihiyle ilgili mevcut eserleri toplamaya başladım. O dönem Rize Tarihi ile alakalı birkaç kitap vardı yayınlanmış olan, onlarda köyümle alakalı bilgileri tutarlı bulmadım, eksik bir şeyler vardı. Memlekete döndüğümde köyümüzün akil insanlarına başvurdum, o an köyümüzün Başköy isminden başka eski bir ada sahip olduğunu öğrendim. Bu ismi çok merak ettim. Bizzat araştırma yapıp, sonuçlarını insanlarla paylaşmak, yani bir kitap yapmak fikri o zaman oluştu. Kitap yazmak fikri benim için çok hayal bir iş değildi çünkü üniversitede okul gazetesinde ve bazı ulusal gazetelerde ufak tefek siyasi yazılarım yayınlanmıştı. Roman ve parodi denemelerim de mevcuttu. Yani köyümün tarihini pekâlâ araştırıp kitap haline getirebilirdim, nihayet yaptım da.

MEZAR KİTABELERİ ÇALIŞMALARI…

Rize’de yerel araştırma yapan insan sayısı oldukça azdır. İşin içine girince bu insanlarla hemen yolum kesişti. İshak Güven Güvelioğlu, Recep Koyuncu, Veysel Atacan ve Orhan Naci Ak gibi araştırmacı yazarların bende emeği çoktur. Köyümdeki Osmanlıca yazılı mezar taşlarını okuyamadığım an, Osmanlıca bilmeden tarih hususunda bir adım bile ilerleyemeyeceğimi daha o an anladım. Kısa zamanda işimi görecek kadar Osmanlıcayı kavradım. İlk olarak İshak hoca ile birlikte Hemşin ilçesi mezar kitabeleri kitabını ortaya çıkardık. Bu kitabın saha çalışmasını tamamen ben yaptım, tabi bana eşlik eden ve yardımcı olan mesai arkadaşlarımın katkısı da takdire şayandır. Daha sonra Ardeşen ve Pazar ilçelerinin mezar kitabelerini de kitaplaştırdım. Tüm bunlar tecrübe oldu, saha çalışmaları söz konusu olduğunda mütevazı olmayacağım, çok iyi bir seviyeye geldim.

   

SEYAHATNAME ÇALIŞMALARI…

İyi bir saha araştırmacı olmanın ürünü seyahatname çalışmalarıdır. Seyahatname, gezdiğiniz yerlerde edindiğiniz izlenim ve gözlemlerinizi kâğıda dökme işidir. Zannediyorum 2013 yılı başlarıydı, dönemin Fındıklı kaymakamından bir çalışma teklifi geldi. İlçenin tüm köylerini etraflıca gezecek ve kültürel-tarihi eserlerin tamamını fotoğraflayıp kayıt altına alacaktık.  Bu işi arkadaşım Özcan BAŞTOPÇU ile birlikte üstlendik. Bize araç ve personel tahsis edildi, muhtarlar bilgilendirildi. Çok zevkli bir 10 günlük gezi sonucunda Fındıklı’nın bütün kültürel dökümünü çıkardık. Kaymakam bey bu verilerle herhangi bir çalışma yapamadan tayin oldu, çalışma da sonuçsuz kaldı. Daha sonra aklıma bir fikir geldi. Çok etkilendiğim bu 10 günlük gezi esnasında edindiğim izlenimleri, sohbet ettiğim insanları, fotoğrafladığım eserleri samimi bir üslupla gün gün anlatırsam, ilginç bir ilçe seyahatnamesi olur diye düşündüm.

YAZMAYA BAŞLAMA….

Ortaya çıkacak eserin basılıp basılmayacağını, okunup okunmayacağını düşünmeden yazmaya başladım. Hafızama güveniyordum, çok fazla fotoğraf çektiğimiz için adım adım ne yaptığımızı ve neyle karşılaştığımızı fotoğraflardan takip edebiliyordum. İlçenin tarihi noktasında elimde arşiv belgeleri de olunca daha ciddi bir seyahatname ortaya çıktı. Eserlerdeki Osmanlıca kitabe ve tarihleri de okuyabildiğim için oldukça tatmin edici bir çalışma oldu diyebilirim. Bu eserimi o dönem yeni kurulmuş olan Rize Araştırmaları Vakfı (REVAK) basıp yayınlamakta hiç tereddüt etmedi. Çok güzel tepkiler aldık. O dönem vakıftan çıkan eserlerin editörlüğünü üstlenen hemşerimiz Prof. Dr. İsmail KARA hocamız ve Türk Tarih Kurumu eski başkanı Prof. Dr. Ali BİRİNCİ hocamız bu seyahatname çalışmasını çok beğendiler ve Rize’nin tüm ilçelerine yapılması gerektiğini ifade ettiler.

Vakıf yönetimindeki değerli büyüklerim de seyahatname çalışmasını çok desteklediler. 2014 yılı sonunda hem Çamlıhemşin ilçesine, hem de Güneysu ilçesine birden başladık. Güneysu ilçesini 7 günde tamamladım ama orada o ilçenin evladı İstanbul Liman Başkanı Muhammet ERDOĞAN bana refakatçi oldu, o yüzden gezimiz sorunsuz ve hızlı ilerledi. Muhammet ağabey aynı zamanda vakfın sekretaryasını yürütüyordu, o yüzden yaptığımız işe aşina biriydi. Çamlıhemşin ilçesi ise hem köy sayısı olarak, hem de coğrafi olarak çok büyüktü, bu yüzden anca 20 günde tamamlayabildim. Üstelik Çamlıhemşin ilçesinde standart bir refakatçim yoktu. Araç sorunu da vardı. Bazı köylerde muhtarlar, bazılarında dostlarımız ilgilendi. Bazı köyleri ise tamamen kendi imkânlarım ile tek başıma yürüttüm. Çamlıhemşin ilçesinde kültürel zenginlik de çok fazlaydı, bu açıdan da bu seyahatname çalışmasında çok zorlandığımı, bazen projeyi bırakmayı bile düşündüğümü itiraf etmeliyim. Eksik olmasın, dönemin Kültür Bakanlığı müsteşarı Ömer ARISOY o zor günlerde çok yardımcı oldu.

HAZIRLIK AŞAMASI…

Hazırlık safhası bu işin olmazsa olmazlarındandır. Bugün itibariyle üç seyahatname çalışmasını tamamladım, ilkinde yani Fındıklı’da hazırlık çalışması olmadığı ve spontane geliştiği için daha yavan olduğunu düşünüyorum. Yine de Fındıklı çalışmasını daha çok beğenenler de var, çünkü daha samimi bir çalışma olduğunu düşünüyorlar. Diğerlerinde ister istemez kurgusal mevzular biraz sırıtıyor. Gezi yapacağım köy hakkında önceden bir hazırlık yapıyorum. O köyün tarihini, yaşayan sülaleleri, coğrafi pozisyonunu, tarihi eserlerini ve o köyden yetişmiş önemli şahsiyetleri mümkün mertebe derliyorum. Gezi esnasında önceden tespitini yaptığım hususların izini kovalıyorum. Böylece çalışma daha eksiksiz bir kıvamda oluyor. Mesela Çamlıhemşin’de kimse çıkıp da, bizim konağı incelememişsiniz diyemez, çünkü hemen her yere uğradım, hepsinin fotoğrafını çektim. Kitaba koymadığım ve değinmediğim eserler ya da hikâyeler elbette vardır ama onları vasıfsız oldukları için işlemeyi uygun bulmamışımdır, yoksa görmediğim için değil.

GEZİ ESNASINDA UYGULANAN YÖNTEMLER…

Öncelikle gezideki partnerim çok önemli. O kişi köyü bilen bir kişi ise ondan ziyadesiyle faydalanıyorum, doğru insanlarla karşılaşmaya çalışıyorum. Köyü genel olarak mahallelerine bölüyorum ve istisnalar hariç en ücra yerleşkesinden başlıyorum. Çünkü gezi esnasında adeta zamanla yarışıyoruz. Yaprakların döküldüğü ve dikenlerin nispeten kuruduğu kış aylarında gezi yapmamız gerekiyor, çünkü yaz aylarında aşırı yeşillik sebebiyle birçok detayı atlayabiliriz. Kışın dezavantajı ise günlerin kısa oluşu ve güneşin aşırı yatay gelişi. Yani birçok fotoğraf sağlıklı çıkmıyor, ne yazık ki kötü fotoğraflar yüzünden yaz aylarında o köylere tekrar tekrar gitmem gerekiyor. Bazen tek bir fotoğraf karesi için ikinci kez uzak bir köye çıktığım olmuştur. Çamlıhemşin Seyahatnamesi kitapta 20 gün üzerinden işlenmişse de aslında bu çalışma için herhalde 50 kez çıkmışımdır.

GEZİLER SIRASINDA DİKKAT EDİLENLER…

Öncelikle köydeki tüm mikro yer adlarını derliyorum. Köydeki somut tarihi eserlerden konak, cami, serender, köprü, değirmen, çeşme ve mezarlıkları es geçme şansına sahip değilim. Bütün bu eserler yöre kültürünün mihenk taşları. Bu eserlerde yazılı bir kitabe ve tarih varsa onları adeta koklayarak bulurum. Dedim ya, iyi bir saha araştırmacısı oldum diye. Çok defa herhangi bir Osmanlıca tarih olmadığı hane sahiplerince ifade edilmesine rağmen yazılı bir metin tespit etmişimdir, onlar da şaşırmışlardır. Yani bu durum tecrübeyle gelişen bir şey, neyi nerede arayacağınızı bilmeniz, belki biraz da geçmişteki atalarımızın gözüyle bakmayı becerebilmek gerekiyor.

   

GEZİ ESNASINDA Kİ PROBLEMLER…

Benim bu tür gezilerdeki en büyük korkum köpekle karşı karşıya gelmek. O köyden biriyle geziyorsam gittiğimiz yerde köpek olup olmadığını sıklıkla sorarım. Onun dışında bazen insan kaynaklı problemlerle de karşılaşıyoruz. Yaptığımız işi anlayamayan veya yalan söylediğimizi düşünen, muhtemelen define için falan geldiğimizi sanan köylüler oluyor. Onlara kızmıyorum, çünkü gerçekten amatör defineciler ciddi bir sorun teşkil ediyor. Bir şey diyeyim mi, defineciler biz araştırmacılardan her zaman birkaç adım öndeler. Yani hangi tarihi eseri incelemek için gitsem, mutlaka bizden önce bir definecinin orayı yoklamış olduğunu görüyorum. Birkaç kez, yeni kazı yapılmış alanlara denk geldim, neyse ki yanımda birileri vardı da, ihale bize kalmadı. İşimizin en güç taraflarından biri de şüphesiz dikenlerle dolu bir mezarlıkta çalışma yapmaktır. Eski bir taşı buluncaya kadar saatlerce diken temizlemek veya toprak kazımak zorunda kaldığımız sıkça olmuştur. Eski terk edilmiş konaklar da içine girdiğinizde çok tehlikeli oluyor ama o konaktaki tarihi bir objeyi ya da kitabeyi resimleyebilmek için her zaman bu tür riskleri almak durumunda oluyoruz.

Gezi esnasında insanların engellemelerine maruz kaldığımız oluyor. Mesela Çamlıhemşin gezisinden örnek vereyim, Mikron da Pelitoğlu ve Mollaveys de Firiloğlu konağına bu sebeplerle giremedim. Her iki konak da seyahatname çalışmamda es geçemeyeceğim tarihi eserlerdi ve onlara mecburen başlık açtım. Neyse ki Faik Okan ATAKCAN kardeşimde olan fotoğraflardan yararlandım. Yine de o konak sakinlerine kızamam, çünkü artık bu işlerden sıkılmışlar. O konaklar bizler için fotoğrafı çekilmesi gereken tarihi eserler olabilir ama onların günlük yaşam alanı sonuçta. Gün aşırı fotoğrafçıları ağırlamak ve eve yabancıları sokup mahremlerini paylaşmak zorunda değiller, saygı duymak durumundayız. Ama bunlar istisna örneklerdir. Hemşin insanının ne kadar misafirperver olduğunu herkes bilir, çok evde zorla alıkonulup ağırlandım.

BÖLGEDE YENİ DOSTLUKLAR KURULMASI…

Çok güzel insanlarla karşılaşıyoruz. İşimizi çok önemseyen, ciddi anlamda yardımcı olan insanlar oluyor. Birçoğuyla hala görüşüyorum. Mesela Hala’dan Mesut Çolak, Meydan’dan Celal Arabacı, Çinçiva’dan Halil Karayalçın, Küşüve’den Yaşar Duman, Elevit’ten Naci Aydın ilk aklıma gelenler.


OLUMSUZ TEPKİLER…

Bu da işimizin bir parçası. Fındıklı’da bir muhtardan çok ciddi bir olumsuz tepki aldım, neredeyse beni mahkemeye verecekti, çok üzüldüm. İstemeden incitmişiz, defalarca özür diledim. Çamlıhemşin’de de Dikkaya köyünden bana gezi esnasında eşlik eden arkadaş, yazdıklarımdan rahatsız olup alınmış. Bazı yerlerde ve sosyal medyada yazıp çizmiş bu konuda. Kendine göre haklı tabi, bu tip durumlar ne yazık ki oluyor, mümkün mertebe özür dilemeye çalışıyorum bu tip durumlar için. Seyahatnamelerde samimiyet ve özgür irade gereklidir, yani seyyah duygu ve gözlemlerini samimi bir şekilde yazmalıdır, yoksa bunu okuyucu hemen hisseder. Bundan sonraki çalışmalarda insanları kırmamak için daha dikkatli olacağım.

YENİ SEYAHATNAMELER…

Rize Araştırmaları Vakfı bu projeyi çok önemsiyor, Rize’nin bütün ilçelerine yapılmasını istiyor. Çünkü bu bir saha çalışması projesi. Yani seyahatname kitapları bu projenin meyvelerinden sadece biri. Sonuçta bir ilçenin kültürel envanteri çıkarılmış oluyor, bu tespitler başka birçok çalışmada daha kullanılıyor. Örneğin mimari konulu bir çalışma mı yapılacak, Çamlıhemşin’in bütün mimari eserlerin fotoğrafı elimizde mevcut. Mesela yeni basılan Çamlıhemşin Mezar Kitabeleri çalışması da bu gezi esnasında ortaya çıkmış bir çalışma. Vakıf, seyahatnameleri sağlıklı yürütmek için yerel dinamikleri paydaş olarak işe dahil etmeye çalışıyor. Biraz da gönüllülük gerekiyor. Mevcut üç çalışma ciddi bir referans oldu. Mesela Kalkandere kaymakamı ilçesi için seyahatname çalışmasını talep etti, gereken desteği vereceğini taahhüt etti. Keza Çayeli Belediyesi Başkanı da destek sözü verdi. Önümüzdeki yıl bu iki ilçeyi yapmayı planlıyoruz.

Yaptığımız bütün çalışmaların nihai amacı insanlar içindir, onların okumaları ve öğrenmeleri için. Çok güzel bir coğrafyaya ve kültüre sahibiz, bunu insanlara anlatmak, hem de gelecek nesillere iletmek istiyoruz. Onların da uzattığımız bu ele karşılık vererek kitaplarımızı okumaları en büyük temennimizdir.

       
       
       


Kaynak; Çamlıhemşin Dergisi 6. Sayı Sayfa; 44

Önceki CEMAL GÜLAS İLE ATALARIN İZİNDEN ASA GEZİSİ...
Sonraki KARADENİZ LOKANTASI