BİR  TARİH  ÖLÜYOR  BİR DOĞA YOK  EDİLİYOR  !

Aşağı Kaydırın
ÇAMLIHEMŞİN DERGİ 6.SAYI
  • 47
Yazı Boyutu:
Yazdır

BİR  TARİH  ÖLÜYOR  BİR DOĞA YOK  EDİLİYOR  !

YAZAN: Ahmet Derekaya

ÇAMLIHEMŞİN; ata yurdumuz, yaşam alanlarımız, doyamadığımız ama doğduğumuz dünya mirası, güzide coğrafya parçası kendine özgü  biyo çeşitliliğiyle,  henüz  kirlenmemiş  olan su  kaynaklarıyla, az ama  verimli toprak yapısıyla, havasıyla, insanıyla bir yaşam oluşturabilmiş,  süregelen vazgeçilmezimizdir.

Özü insan ve doğa sevgisine dayalı, emekle, üretkenlikle sanata dönüştürülerek sürdürülen Hemşin kültürü bu gün her yönüyle ciddi yapısal bozukluklara uğramaktadır. Bu bozuklukların en başında yaşadığımız bölgeleri çeşitli nedenlerden dolayı boşaltmaya başlayınca bu kültüre ve doğaya yabancı insanların, bölgeden maddi çıkar sağlama amaçlı yaklaşımları günümüze ve geleceğe yönelik ciddi  sorunlar  ortaya  koymaya başladı. Yaşamın üç temel sac ayağı olan su, hava ve toprak döngüsünde yer alan unsurlardan su kaynaklarımız ve ormanlarımızda bu olumsuz süreçten ne yazık ki paylarına düşeni almaya başladılar.

Son yıllarda bölgede birçok yerde kara ağaçlar, şimşir ağaçları ve akabinde çam ağaçları yoğun şekilde, gözümüzün önünde kuruyup yok olmaya başladı. Hepimizin içini sızlatan bu durum karşısında sorumlular gerekli koruma önlemlerini yeteri kadar alamadığı için bu üzücü durumun  yaygınlaşmasına neden olmuştur.

   

Yaşama gözlerimi açtığım coğrafyada  meydana gelen bu  üzücü  sorunlara  yönelik  üç ciddi  alan  çalışması  yaparak, bu çalışmalarımı lokal alanlarda  araştırma, gözlem ve laboratuvar  bulgularına  dayandırarak  tamamladım. Bunlardan ilki,  birkaç  asırlık  çam  ağaçlarında  meydana gelen  ve artarak  devam  eden  kurumalardır. 2016 yılında başlattığım  çalışmayı  2019 kasım ayında tüm  yönleriyle  sonuçlandırdım. Elimde olan, bilgi, belge ve görüntüleri   yapılması  gerekenlerle  birlikte  çeşitli yazılı ve görsel  basın yayın kuruluşlarında dile getirdim, köy muhtarlarını bilgilendirerek  kaymakamlık nezdinde  girişimde bulunmalarını önerdim.

ÇALIŞMANIN PROJELENDİRİLMESİ

KONU                       : Hızla yayılarak devam  etmekte  olan  çam ağaçlarındaki  kuruma  olayı .

ÇALIŞMA SAHASI : RİZE –ÇAMLIHEMŞİN – Meydan ,Goboca ,Çat bölgesi

ÇALIŞMA SÜRESİ : Eylül 2016 başlama – Kasım 2019 bitiş .

AMAÇ                      : Sözü geçen  alanlarda  yoğun  şekilde  artarak  devam etmekte  olan  çam  ağaçlarının kurumalarının  nedenlerini  araştırıp, ciddi iklimsel geçişlerin tetiklemesi sonucu  meydana  gelebilecek heyelanları  önleme, hayvan ve bitki  popülasyonlarındaki  olası  değişiklikleri engelleme, oksijen  kaynaklarımızın azalmasına  seyirci  kalmamak .

BULGULAR                  : Canlı ağaç kurdu(izole edilip resimlendirildi )-Gövdelerden ve kabuklardan alınan kesitlerde rastlanan  larvalar (resimlendirildi )

ÇALIŞMAYI YAPAN : Biyolog – Kimyager  Ahmet  Süha  DEREKAYA

ÇALIŞMA   SEYRİ  VE  İZLENİMLER :

Özellikle yoğun çam ormanı bulunan Goboca lokasyonunda 2016 yılında gözlemlediğim alan  taramasında başlangıçta %10 olan hastalıklı ağaçların 2019 gelindiğinde %45 oranına dayandığını  üzülerek tespit ettim. Kuruyan çam ağaçlarının  kabuklarından ve gövde iç kısımlarından  aldığım çok sayıda kesitte canlı ağaç kurtlarına ve larva kalıntılarına rastladım .

Dış menşei olan bu ağaç kurtlarının bölgeye ulaşması  büyük  oranda  ormanlara  gelişi güzel, hiçbir kontrole ve izne tabi tutulmadan  yerleştirilen  seyyar arıcıların  kovanlarıyla  gelmiş  olup  reçinesinin  aromatik  yapısı  ve yumuşak dokusu  itibarıyla beslenmeye, üremeye uygun  özelliği dolayısıyla çam  ağaçlarına  köklerinden  itibaren  yerleşip, kısa  sürede  ağaç gövdesine  delikler açarak  derinlere  kadar inip  beslenme  ve  konaklama alanı  oluştururken  kabukla  gövde arasındaki  yaşamsal  ilişkiyi sonlandırarak  ağaçların  kurumasına  neden olmuşlardır .Kuruyan bu çam ağaçları her yıl ilgili orman idaresi ve muhtarların bilgisi dahilinde tüm ikazlarımıza rağmen gelişi güzel kesilerek ağaç kurtlarının ve larvalarının hızla  çevreye  yayılmalarına  neden  olunmuştur.

ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER :

Beş  yıllık  bir  rehabilite  süreci başlatılarak ;

1-Bu süreç  içerisinde  bölgede  bulunan  seyyar  arıcılar  bölgeden derhal uzaklaştırılarak, bölgeye girişleri  tamamen yasaklanmalıdır .

2-Bölge köylüsü süreçle ve fiili durumla ilgili bilgilendirilip bölgede geçim kaynakları güçlendirilmelidir.

3-Hastalıklı alanlarda  Mart, Nisan, Mayıs  aylarında ve Ekim, Kasım  gibi sonbahar   aylarında olmak  üzere  yılda  iki kez  hava  araçlarıyla yoğun şok ilaçlama yapılmalıdır .

4-Kullanılacak ilaçlar hedef ağaç kurduna, larvalarına ve diğer haşerelere endike olan biyokimyasal içerikte olup, çalışmalar sonuç odaklı sürdürülerek zararlıların varlığı tamamen sonlandırılmalıdır.

5-İlaçlama sürecinde her türlü önlemin önceden alınarak çalışma alanlarına hiçbir şekilde insanların ve evcil hayvanların girmelerine izin verilmemelidir.

6-İlaçlanmış kuruyan ağaçlar bölgeden uzaklaştırılarak köy sakinlerinin odun ihtiyacına sunulmalıdır.

7-Bölgede özellikle haşere ve larvalara karşı biyolojik dengeyi sağlayabilecek kuş türlerinin sayısını artırıcı ve koruyucu çalışmalar ivedilikle başlatılmalıdır.

8-Beş yıllık çalışma sürecinde çalışma alanı ve çevresine hiç bir şekilde turist ve piknik amaçlı girilmesine izin verilmemelidir.

9-Bu ve benzeri çevre sorunlarıyla ilgili ilde ve ilçelerde görev yapan kamu personelinin eğitilip, denetlenmesi sağlanmalıdır.

10-Uzun vadede, bölgede su ve toprak döngüsünde çalışmalar yürütebilecek bir bölge araştırma enstitüsü kurularak ilgili kamu görevlileri ve halkın bilinçlenmesi sağlanırken, bir yandan da bilimsel çalışmalar yapabilecek araştırma laboratuvarlarıyla donatılmalıdır.

Yaptığım bu  çalışmalar  sürecinde  siyasetin  bu tür ciddi  sorunları çözmeye ne  niyetinin  olduğunu, ne de bu sorunları çözebilecek bilgi birikimi  olan kadrolarının  bulunduğunu ne yazık ki göremedim.  Dolayısıyla  iktidarda  olanları  sorunun  önemini  kavrayıp  ivedilikle çözüm üretmeye, muhalefet  partilerini de  bu ciddi  sorunlara  duyarlı  olmaya, çözüm  önerilerinde  bulunmaya, yasal  süreçleri  başlatmaya  davet  ediyorum.


Kaynak; Çamlıhemşin Dergisi 6. Sayı Sayfa; 121

Önceki PALOVİT VADİSİ’NDE BULUTLARA DOKUNMAK…
Sonraki DURSUN ALİ SAZKAYA