ZİYANDAKİ ZİYA HURŞİT

Aşağı Kaydırın
MÜZİK,KİTAP VE YEMEK ÖNERİLERİMİZ
  • 190
Yazı Boyutu:
Yazdır

ZİYAN’DAKİ ZİYA HURŞİT

2009 yılıydı ve Ziya Hurşit’in hayatından kesitler taşıyacak, kurgusal bir kitap yazmak için yola çıkmıştım. Ancak tarih adındaki disiplin, birçok şey olmanın yanında, “görmezden gelme sanatı” da olduğu için, mevcut açık kaynaklardan Ziya Hurşit hakkında ayrıntılı ve tarafsız bilgiler toplamak ne yazık ki mümkün değildi. Yine de çok şanslıydım. Çünkü konuya ilişkin, belki de en yetkin arşiv ve bilgiye sahip olan kişiyi çok yakından tanıyordum: Büyük amcam H. Orhan Günday… ve derhal kapısını çaldım.

 

Bilgi, ilginç bir hazinedir. Öylesine ilginçtir ki sahip olanları ikiye ayırır: O hazineye tek başına sarılıp paslanmasını göze alanlar ve o hazineyi başkalarıyla paylaştıkça daha da zenginleştiğini hissedenler… Ve H. Orhan Günday, bilginin, paylaştıkça çoğaldığına inanan o ikinci gruba aittir. Yani “doğuştan öğretmenler” grubuna… Çünkü bilginin hayatta kalması için eksiksiz aktarılması, bunun da mümkün olan en derin heyecanla yapılması gerektiğini sadece “doğuştan öğretmenler” bilir.

Sonuçta, H. Orhan Günday, yıllar boyu titizlikle saklamış olduğu belgeleri, olağanüstü hafızasında taşıdığı kişisel anıları ve entelektüel birikimini öylesine bir teveccüh ve sabırla benimle paylaştı k; Ziya Hurşit, tarihin derinliklerinden çıkıp gözlerimin önüne kadar gelen, zamanın eskittiği fotoğraflardan taşıp canlanan bir karaktere dönüştü.

Dolayısıyla ben, 2009 yılında sadece bir roman yazmadım. Aynı zamanda, bir “doğuştan öğretmenin” bilgiyi tutkuyla paylaşmasını izledim. Ve sadece bu tanıklık bile benim için eşi bulunmaz bir hayat tecrübesiydi. Öylesine bir tecrübeydi ki bana “öğretmeyi” öğretti.

Huzurlarınızda, bir kez daha, büyük amcam H. Orhan Günday’a teşekkürlerimi sunarım.

 Kaynak; Çamlıhemşin Dergisi 2. Sayı Sayfa; 36

 

Önceki 3. RİZE GÜNLERİ
Sonraki KAN DAVALARI